CARİ işlemler açığının ardındaki neden ekonominin toplam yatırımlardan daha az tasarruf etmesidir. "Tasarruf açığı" denen bu olgu cari işlemler açığına eşittir. Yurtiçindeki toplam tasarruf açığı yurtdışındaki tasarrufların ithali yoluyla finanse edilmektedir.
O halde, cari işlemler açığını "Tanrı’nın takdiri" boyutundan çıkarıp azaltmaya yönelik her türlü önlem tasarruf açığını azaltmayı gerektirecektir. Tasarruf açığının azaltılması ekonomideki toplam tasarrufların artırılması ve/veya toplam yatırımların azaltılması yoluyla olmak zorundadır.
Tasarruf ve tüketim madalyonun iki yüzü gibidir. Tasarrufların artırılması aynı gelir düzeyinde tüketimin azaltılması anlamına gelir. Cari açığın azaltılmasına yönelik önlemler tasarrufların artırılması ve yatırımların azaltılmasını içerdiğine göre, cari açıkla mücadele ekonomideki toplam tüketim ve yatırım harcamalarının kısılması anlamına gelmektedir. Buna da, kısaca, toplam iç talebin kısılması deniyor.
FARKLI EĞİLİMLER
Ekonomik analizlerde kamu sektörünü ve hane halkı dahil özel kesimi birbirinden ayırmak önemli olmaktadır. Çünkü, kamu sektörünün tasarruf ve yatırım kararları maliye politikalarının parçalarıdır. Özel kesimin yatırım ve tasarruf kararları ise ekonomi politikalarından etkilenen büyüklüklerdir, ama bu politikaların bir parçası değillerdir.
Grafiklerde kamu sektörü ve özel kesim yatırım ve tasarruf eğilimleri ayrı ayrı gösterilmektedir. 2000 yılından 2005 yılına kadar 1998 fiyatlarıyla toplam tasarruflar ve yatırımlar verilmektedir. 2005 yılındaki büyümenin yüzde 5 olduğu varsayılarak 2005 rakamları türetilmiştir. Son milli gelir verileri ile yeni denge henüz yayınlanmamıştır. Yine de, temel eğilimler grafiklerden açıkça görünmektedir.
2001 yılından bu yana kamu sektörü sabit fiyatlarla yılda 2.8-3.6 milyar YTL arasında yatırım yapmaktadır. Büyük bir olasılıkla kamunun toplam yatırımları 2005 yılında daha fazla olmuştur. Buna karşılık, 2001 yılından bu yana artan harcanabilir gelirin de katkılarıyla, kamu sektörünün tasarrufları çok ciddi bir artış eğilimine girmiştir. Bu dönem içinde kamu tüketimi çok fazla değişmezken, artan kamu harcanabilir gelirlerinin tümü tasarrufa gitmiş görünmektedir. 2001-2005 yılları arasında kamu harcanabilir geliri reel olarak yıllık bazda ortalama yüzde 41 artmıştır.
Özel kesimde ise çok farklı bir eğilim gözlenmektedir. 200 yılından 2003 yılına kadar özel kesim mutlak tasarruflarını reel olarak artırırken, 2003 yılından sonra özel kesim tasarrufları azalma eğilimi içine girmiştir. Buna karşılık, özel kesim yatırımları 2001 yılından sonra çok ciddi bir biçimde artmaya başlamıştır. Özel kesimin harcanabilir geliri 2001-2005 yılları arasından reel olarak yıllık ortalama 3.9 artarken (milli gelir büyümesinden daha az), yatırımları aynı bazda yüzde 30 artmıştır. Toplam milli gelir artarken, özel kesimin harcanabilir gelirinin göreli olarak çok daha az artması büyümenin halka yansımadığı izleniminin önemli bir parçasıdır. Bu konuya pazartesi günü döneceğim.
Cari işlemler açığını "Tanrı’nın takdiri" olmaktan çıkaracak önlemler galiba çok açık bir biçimde karşımızda duruyor.