Yanıltıcı beklentiler

FİNANS piyasalarında genel eğilim yatırımcıların beklentilerinin kurumların para kazanmaları yönünde oluşturulmaya çalışılmasıdır.

Faizlerin düşmesinden para kazanılacaksa, faizlerin düşmesi beklenir. Döviz kurlarının düşmesiyle para kazanılıyorsa, kurların düşmesi, en azından yükselmemesi beklenir. Borsanın yakın gelecekte düşeceğini bekleyen bir aracı kurum olabilir mi? Kısacası, finans piyasalarında herkes kendi eline göre konuşur.

Bugünlerde Türkiye’de finans piyasaları biraz karışık. Bono faizleri yükseliyor. Kurlar yükseliyor. Borsa’da da hava sevimsiz.

Halbuki, dünyada bizim grubumuzdaki ülkelerde işler göreli olarak daha iyi gidiyor. Oralarda borsa artıyor. Faizler düşme eğiliminde. Döviz kurları üzerine kaygı verici bir baskı yok. Son iki haftadaki gelişmeler Türkiye’nin grubundaki diğer ülkelerden biraz farklılaştığını düşündürüyor. Şimdi, finans piyasaları yatırımcıların beklentilerinin bozulmamasına çalışıyorlar.

Küçük yatırımcıların yeniden dikkat etmesi gereken bir döneme girmiş bulunuyoruz.

BOZUK SAATE İNANMAYIN

Faizler her çıktığında, banka ya da aracı kurumların araştırma bölümlerinden şöyle bir yorum almak şaşırtıcı olmuyor: "Bono faizleri fonlama düzeyine yaklaştı, bu bir alım fırsatıdır."

Bono faizleri artmaya devam ediyor. Gelişmelere yeni bir yorum getiriliyor: "Bono faizleri fonlama düzeyinin üzerine geldi, yeni alımlar için fırsat doğdu." Doğan fırsattan yararlanmak isteyen çok yok ki, bono faizleri artmaya devam ediyor. "Yabancı satıyor, yerliler alım yaparak faizlerin daha da artmasını engelliyorlar" deniyor. Yani, yabancılar hücumda, yerliler defansta. Acaba, yerliler yabancıların bilmediği ne biliyorlar?

Borsa düşüyor. Yapılan yorumlar yakında Borsa’nın yükseleceği yönünde oluyor. Şimdi düşüyor da, yakında ne olacak da Borsa yükselecek? Dolaylı yoldan yatırımcılara Borsa’dan çıkmayın deniyor.

Dikkat edilirse, her Merkez Bankası Para Kurulu toplantısından önce faizlerin düşürüleceği beklentisi dile getirilir. Bu yönde beklentinin oluşmasının gerçekçi bir nedeni olup olmadığı önemli değildir. Faizler düşerse para kazanılacaktır. Beklentilere göre el oluşturulur. Ardından, eldeki kağıda göre konuşulur.

Bu eğilim yalnızca Türkiye’deki finans piyasalarına özgü bir olgu değildir. Dışarıda da durum böyledir. Amerikan Merkez Bankası (FED) 16 kez hiç ara vermeden kısa vadeli faizleri artırdı. Faizler yüzde 1’den yüzde 4 düzeyine yaklaştığında, "gelecek toplantıdaki faiz artırımından sonra artışa ara verilebilir" beklentisi yayılmaya başladı. Beklenti hiç gerçekleşmedi. Son beş faiz artırımından önce hep ara verileceği konuşuldu. Hala aynı şey konuşuluyor.

Beklentiler elbette bir gün gerçekleşip FED bir-iki toplantı atladıktan sonra faizleri biraz daha artırabilecektir. Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir.

KENDİ BEKLENTİNİ KENDİN YARAT

Küçük yatırımcılar için tavsiye edilen en önemli hareket tarzı finans piyasalarındaki spekülatif akımlara kapılmamalarıdır
. Konusunda uzmanlaşmış kuruluşlara ve kişilere kulak vermeleri söylenir. Bunların hepsi doğrudur. Doğru olan bir diğer şeyse, konusunda uzmanlaşmış kuruluş ve kişilerin söylediklerini belli bir zaman test ettikten sonra küçük yatırımcıların söylenenlere kulak vermeleridir.

Yanıltıcı beklentiler yaratma finans piyasalarının doğasında vardır. O nedenle, küçük yatırımcılar dikkatli olmalıdırlar. Sağduyu ile hareket etmelidirler. Finans piyasalarında, küçük yatırımcıların iştahlarının artması kurumsal yatırımcıların iştahlarının kapanmasına da neden olabilir. Herkes herkesi dinlemeli, ama herkes kendi beklentilerini aklı yettiği kadar kendi oluşturmaya çalışmalıdır.

Küçük yatırımcı açısından içine düşülebilecek en büyük tuzak paniklemektir.
Yazarın Tüm Yazıları