Vergi indirimleriyle ekonomide normalleşme olacaktır

VERGİ indirimleri olacağı ilk kamuoyuna yansıdığında, zamanlamanın biraz erken olduğu düşünülebilirdi. Ama, ayrıntılar açıklandığında, vergi indirimlerinin korkulacak boyutlarda devletin vergi gelirlerini etkilemeyeceği anlaşıldı.

Türkiye kamu sektörünün borçlanma ihtiyacını düşürmeyi hedefleye devam etmek zorundadır. Sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi sağlamak ve çeşitli şoklara karşı daha dirençli bir ekonomi yaratmak için bu stratejiye sıkı sıkıya bağlı kalmak zorundayız.

GELİR ETKİSİ

Türkiye’de vergi oranları çok yüksektir
. Vergi oranlarının yüksekliği kayıt dışı ekonomik faaliyetleri özendirmektedir. Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin yoğunluğu ise ekonomide rekabet ortamını bozmaktadır. Sonuçta, ekonomi daha verimsiz çalıştığı gibi, devletin vergi gelirleri de olması gerekenin çok altında kalmaktadır.

2001 yılından bu yana olumsuzlukları giderek hafifleyen olağanüstü bir dönemden geçilmektedir. Geçmişten gelen finansman yüklerinin hafifletilmesi için katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergiler yoluyla devlet gelirlerini artırmaya çalıştı. Kısacası, devletin hovardalıklarının faturası doğal olarak vergi verenlere çıktı.

Vergi gelirlerinin artırılmasında bir ölçüde başarılı da olundu. Ama, rekabet ortamı daha çok bozuldu, kayıt dışı daha olağan hale geldi. Dolayısıyla, vergi oranlarının düşürülmesi ekonominin normalleşmesinin bir işareti olacaktır. Ekonomide olağanüstü hal yumuşadıkça, vergi indirimleri de maliye politikasının hedeflerinden biri olmalıdır.

Vergi oranları düştükçe, verimlilik artacaktır. Rekabet ortamı gelişecektir. Kayıt dışılığın teşvik edilmesi ne azından duracaktır. Sorun, bu aşamada devletin toplayabildiği vergilerden feragat edebilme lüksünün olmamasıdır. Çünkü, bütçede harcamaları kısacak alan yok gibidir. Bütçe dengesini olumlu etkileyen tek kalem son yıllarda faiz giderlerindeki düşüştür. O alanda da marj artık daralmıştır. Gerçek faiz indirimleri ancak bütçe yapısını sağlamlaştıracak olan yapısal reformlar yapılıp olumlu sonuçları elde edilmeye başlandıktan sonra gündeme gelecektir.

Ücretlerden alınan gelir vergisi toplam ücretlerin yaklaşık yüzde 25’i civarındadır. Gelir vergisi diliminde yüzde 25’lik kısmın yüzde 27’ye çıkarılmasıyla, eski tarifedeki ortalama sınır kabul edilmiştir. Büyük bir olasılıkla, yeni düzenlemenin vergi gelirleri üzerine etkisi olumlu olacaktır. Buna karşılık, gelir vergisinin en üst dilimi düşürüldü. Yani, tasarruf yapma eğilimi daha fazla olan, aynı zamanda harcama eğilimi de daha fazla olan yüksek gelir grupları daha az vergi ödeyecekler. Bunun iç talebi artırıcı bir rol oynaması söz konusu olabilir.

Kurumlar vergisi oranının düşürülmesinin etkisini kestirebilmek çok zor. Şirketlerin istedikleri kadar vergi verdikleri bir sistemde kurumlar vergisi oranının düşürülmesinin şimdilik fazla bir sonucu olmayacağı söylenebilir.

DOĞRU ADIM

Son düzenlemelerde asıl önemli olan nokta bazı dolaylı vergi oranlarının düşürülmesidir
. Önümüzdeki dönemde üzerinde durulması gereken alan da burasıdır. Vergi toplama gayreti içinde son dönemde vergi yapısı daha da bozulmuştur.

Devlet topladığı vergilerin üçte ikisini dolaylı vergilerden almaya başlamıştır. Normalleşme sürecinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki göreli ağırlığı düşürülüp gelir ve kurumlar vergisi gibi doğrudan vergilerin göreli ağırlığı artırılmalıdır.

Yeni düzenlemeler doğru yönde atılmış bir adımdır. Ama, bu bir başlangıç kabul edilmelidir. Yeni düzenlemelerin ne ekonominin tümüne ne de kamu finansmanına olağanüstü bir ekonomik etki yapması beklenmemelidir. ‘Vergi oranlarını düşürülüyor’ başlığı altında bu girişimin siyasi tarafı şimdilik daha ağır basmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları