Uzun dönemde dış açık gelişmeleri

TÜRKİYE ekonomisinde uzun dönemli yıllık ekonomik büyüme yaklaşık yüzde 4.5 civarındadır.

2002 yılından bu yana gözlenen yüksek büyüme dönemi ve 1995-1997 yılları hariç, uzun dönemli ortalamanın üzerinde en fazla iki yıl üst üste büyüme gerçekleştirilebilmiştir. Ortalamanın üzerindeki büyümedeki kesinti hep bir çeşit ödemeler dengesi sorunu nedeniyle olmuştur.

Bu açıdan, ekonomik büyümenin sürdürülebilir olup olmadığı cari işlemler açığının sürdürülebilir olup olmadığı ile çok yakından ilgilidir. 1950 yılından bu yana ödemeler dengesindeki gelişmelere daha yakından bakmak farklı dinamikleri anlamakta yardımcı olabilecektir.

SİSTEM FARKLI SORUN AYNI

1950 yılından bu yana Türkiye çeşitli ekonomik modeller denedi
. 1980’lere kadar sabit kur rejimi altında içe dönük bir büyüme modeli benimsendi. 1980’li yıllarla beraber döviz ve dış ticaret rejimlerinde serbestliğe gidilirken, ekonomide uluslararası rekabete açılmaya çalışıldı. 2002 yılından bu yana da tam dalgalı kur rejimi uygulanıyor.

1980’lere kadar sabit kur rejimi altında ödemeler dengesi sorunu dövizin bitmesi olarak karşımıza çıkıyordu. Yani, yurt dışından kaynak getiremediğimizde, dövizin bitmesi yoluyla cari işlemler açığındaki büyüme kısılıyordu. IMF’ye gidip ek kaynak temini karşılığında devalüasyon yapıyorduk.

1980’lerden sonra, kur rejiminin serbestleşmesiyle, ödemeler dengesi sorunu döviz kurlarının fırlaması yoluyla karşımıza çıkmaya başladı. Yurt dışı kaynak getiremediğimizde, kurların fırlaması yoluyla iç talep kesilip cari işlemler açığındaki büyüme durdurulabiliyor. Kısacası, miktar kısıdından fiyat kısıdına geçtik. Yine IMF’ye gidip uyumun daha az acılı olması için kaynak talep eder olduk.

Cari işlemler dengesini dış ticaret dengesi ile hizmetler ve cari transferler dengesinin toplamı olarak iki bölüme ayırırsak, aslında cari işlemler açığının büyümesinin arkasında dış ticaret açığındaki büyüme olduğunu görürüz. Hizmetler (cari transferler dahil) dengesi özellikle son otuz yıldır küçümsenmeyecek fazlalar vererek dış ticaret açığını dengeleyip cari işlemler açığını dış ticaret açığından daha düşük yapan bir kalemdir.

Yıllık dış ticaret açığındaki ilk kırılma 1950’lerden 1960’lara geçerken yaşandı. 1950-54 ve 1955-59 dönemlerinde yılda ortalama 100 milyon dolar kadar dış ticaret açığı verilirken, 1960-69 döneminde yıllık ortalama dış ticaret açığı neredeyse ikiye katlandı. Hizmetler dengesinde o dönemlerde doğru dürüst bir fazla ya da açık olmadığından, benzer gelişme (kırılma) cari işlemler açığında da gözlendi.

1970’LER DÖNEMİ

1970-74 dönemi dış ticaret açığının hızlanmaya başladığı bir dönemdir
. İhracatın çok artamadığı bir dönemde artan petrol faturasıyla beraber dış ticaret açığı bu dönemde artmaya başlamış (yıllık 1 milyar dolar civarında), 1975-79 döneminde yıllık 2.9 milyar dolara fırlayarak patlama yapmıştır. Ama, Türkiye bu dönemde işçi dövizlerini keşfetmiştir.

Sayıları giderek artan yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, ailelerinin Türkiye’deki geçimlerini sağlamaya yönelik gönderdikleri dövizler hizmetler dengesinde o dönemler için küçümsenmeyecek fazlaların oluşmasını sağlamıştır. Bu nedenle, 1970-74 döneminde dış ticaret açığı arttığı halde, cari işlemler açığı çok daha düşük kalmıştır.

1975-79 döneminde dış ticaret açığındaki patlama karşısında işçi dövizleri girişleri de cari işlemler açığının büyümesini engelleyememiştir. Bu dönemde yıllık ortalama cari işlemler açığı 2 milyar dolara yaklaşmıştır. Doğal olarak, bu dönem IMF ile yaşanan bir dönem olmuştur.

Dönemsel rakamları içeren tablo ile beraber yarın devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları