Geçen yılın aralık ayına yönelik ithalat rakamları ilk yayınlandığında çok şaşırtıcıydı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, 2006 yılı aralık ayında toplam ithalat 11.5 milyar dolardı. 2006 yılının tümünde dış ticaret açığı 51.9 milyar dolardı. Sanki dış ticaret açığı düşüyormuş gibi bir izlenim doğmuştu.
Kriz dönemleri hariç, ilk kez her hangi bir yılın aralık ayında ithalat diğer aylardan daha düşüktü. Düşük ithalatı haklı çıkaracak bir gelişme de gözlenmiyordu. Dolayısıyla, 2006 yılı sonu ithalatını açıklamak, bahaneler bulmak olanaksızdı. Galiba, TUİK’e giden gümrük giriş beyannamelerinin içinde bulunduğu torbalardan biri ya da birkaçı kaybolmuştu!
En azından, akla en uygun açıklama torbanın kaybolmuş olmasıydı.
YÜZDE 30’LUK HATA
Torba galiba bulundu. Her ay, geçmiş aylardaki veriler TUİK tarafından güncelleştirilir. Son yıllarda bazen şaşırtıcı da olsa, güncelleştirmeler genellikle küçüktür. TUİK 2006 yılı aralık ayı ithalat rakamlarını da güncelleştiriyordu. İlk açıklandığında 11.5 milyar dolar olarak görülen 2006 yılı aralık ayı ithalat rakamı geçen ay 12.2 milyar dolara kadar gelmişti. 2007 yılı haziran ayı ithalat rakamlarının açıklandığında 2006 yılı aralık ayı ithalatı 13 milyar dolar olarak güncelleştirildi. Yani, ilk tahmine göre, 2006 yılı aralık ayı ithalatı yüzde 12.5 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Geçen ayki güncellemeye göre de, ithalatın 800 milyon dolar daha fazla olduğu anlaşıldı.
Belli ki, büyükçe bir torba kaybolmuş.
Torba kaybolmasaydı, geçen yılın aralık ayında dış ticaret açığımızın 4.4 milyar dolar olduğunu bilecektir. Halbuki, ilk açıklanan rakam 3.1 milyar dolardı. Yani, dış ticaret açığı torbanın kaybolmasıyla yüzde 30 civarında düşmüş oldu. Bu fahiş bir hatadır.
O dönemde, ekonomik büyüme yavaşlıyor ve dış ticaret açığı düşme eğilimine girdi diye sevindik. Halbuki, sevinilecek bir şey yokmuş. Torba kaybolmuş. Eğer torba kaybolmasaydı, belki mali piyasalar karışacaktı. Torbanın kaybolması herkesi rahatlattı.
Veriler ilk açıklandığında, 2006 yılının tümünde dış ticaret açığının 51.9 milyar dolar olduğunu öğrenmiştik. Şimdi ortaya çıktı ki, meğerse geçen yılın tümünde dış ticaret açığımız 54 milyar dolar olmuş. Cari işlemler açığı da elbette aynı paralelde artacaktır.
GÜVENİLİRLİK
Veri toplamak, derlemek ve yayınlamak kolay bir iş değildir. Kurumlar arası çok sıkı işbirliği gerektirir. Titizlik gerektirir. Sorumluluk gerektirir. Bu özellikler aşınmaya başladığında, yayınlanan verilere güven kaybolur. Verilerle oynandığı şüpheleri artmaya başlar. Verilerin kullanıcıları yeni arayışlara yönelirler.
TUİK son dönemlerde, belki kendi dışındaki etkenlerle, belki iyi niyetli yaklaşımlarla, yayınladığı verilerin sağlığı ve güvenilirliği konusunda çok ciddi tereddütler yaratmıştır. Yaratılan güven bunalımının aşılması gerekmektedir. Aksi taktirde, piyasaların sopası çok ağır olur. Yaratılabilecek kaosun altında yalnızca TUİK değil, tüm ekonomi ezilir.
Torbayı kaybeden TUİK olmayabilir. Ama, torbaların kaybolmamasına çalışmak TUİK’in de görevlerindendir. Çünkü, torbalar kayboldukça, TUİK itibar kaybetmektedir. Serbest piyasa ekonomisinin can damarı olan "ekonomik verilerin güvenilirliği" sorgulanmaya başlanmaktadır.
Bu çeşit güvensizlikler zaten enflasyonun düşüşünü rakamlarla oynamanın sonucu olduğunu düşünen ekonomik birimlerin beklentilerini daha da katılaştıracaktır. Merkez Bankası’nın para politikasının itibarını da zedeleyecektir. Buna izin verilmemesi için çok titiz davranılması gerekmektedir.