Şehirlerde taşıt adedini sınırlamak rant ve yolsuzluk yaratır

Büyük şehirlerde yaşamak hem olumlu hem olumsuz dışsallıklar içerir. Olumlu dışsallıklar (iş ve nakliye olanakları, mal tedarik etmede kolaylıklar gibi) büyük şehirlere daha fazla insan ve iş çekerken, olumsuz dışsallıklar (trafik, düzensiz yapılaşma, hava kirliliği gibi) büyük şehirleri giderek yaşaması zor hale getirirler.

Olumlu dışsallıkların yarattığı ortamla körüklenen olumsuz dışsallıklarla mücadele ancak olumlu dışsallıkların fiyatlamasıyla olur. Olumsuz dışsallıklara getirilebilecek miktar kısıtlaması ise ancak rant yaratır. Yolsuzluklara davetiye çıkarır.

İKTİSADİ KURALLAR

İktisatta arz ve talep eşitliği esastır
. Fiyat, arz ve talep eşitliğinin olduğu yerde teşekkül eder. Arz, talepten fazla olduğunda, fiyatlar düşme eğilimine girerler. Talep, arzdan fazla olduğunda ise fiyatlar yükselme eğilimi gösterirler.

Arz ve talebin eşit olduğu noktada oluşan fiyatın altında bir fiyat tespiti yapılıp uygulanabildiğinde, talep arzdan fazla olur. Düşük fiyatta talep miktarı arz miktarını geçer. Karaborsa oluşur. Yani, düşük fiyattan malı alabilen şanslı bireyler aynı mala daha fazla fiyat vermeye razı olanlara malı daha pahalıdan satabilirler. Bu yapıda iki sorun vardır. Birincisi, birileri havadan para kazanırlar. İkincisi, havadan para kazanacakların seçimi mutlaka kayırıcılığa neden olur. Fiyat mekanizması bozulduğunda, rant ve kayırıcılık öne çıkar.

Arz ve talebin eşitlendiği miktardan daha az miktar tespit edildiğinde, malın satış fiyatı alıcının ödemeye razı olduğu fiyatın altında kalır. Başbakan’ın, galiba lafın gelişine, İstanbul’da taşıt sayısını sınırlama önerisi bu anlama gelir. Otomobili kullanmak isteyenlerin plaka için ödemeye razı oldukları fiyat, devletin koyduğu sınırlar içinde vereceği plakalar için talep ettiği fiyattan çok yüksek olacaktır. Bu durumda, birileri aldığı plakayı çok daha yüksek fiyattan başkalarına kullandıracaklardır. Rant yaratılacaktır. Devletten kota dahilinde ucuza plaka alabilen şanslılar(!) kayrılmış olacaktır.

ÇÖZÜM

Sorunun çözümü yine fiyat mekanizması yoluyla olmalıdır
. İstanbul’da trafiğe çıkan araç sayısı kısıtlanmak isteniyorsa, İstanbul’da taşıt plaka fiyatı diğer illere göre çok daha yüksek olmalıdır. Hatta, İstanbul’da yaşanan diğer olumsuz dışsallıklarla mücadeleye yönelik olarak İstanbul’da yaşamak diğer illere göre çok daha pahalı olmalıdır.İstanbul’da gelir vergisi daha yüksek olmalıdır. Emlak vergisi oranı yükseltilmelidir. Akaryakıttan alınan vergiler artırılmalıdır. Elektrik ve su çok daha pahalı olmalıdır.Kısacası, İstanbul’da oturmanın sabit maliyeti diğer illere göre çok daha yüksek olmalıdır.

İstanbul ile bir başka şehirde yaşamanın sabit maliyeti aynı olduğunda, insanların İstanbul’da oturmayı tercih etmeleri normaldir. Çünkü, olumlu dışsallıklar en fazla İstanbul’dadır. İstanbul’da, aynı maliyetle çok daha fazla olumlu dışsallıklara sahip olmak mümkündür. O halde, böyle gittiği taktirde, İstanbul kalabalıklaşmaya devam edecektir.

Olumlu dışsallıkları açıkça kullananlara farklı fiyat uygulaması yapılması da mümkündür. Örneğin, İstanbul’a kayıtlı tüm plakaların pahalılaştırılması yerine, plakaların kullanıldığı bölgelerde ek fiyat alınması söz konusu olabilir. Örneğin, şehir merkezine giren arabalardan otomatik olarak belli bir ücret alınabilir. Singapur’da böyle bir uygulama söz konusudur. New York’ta ise şehrin genel olarak daha pahalı yapılması ilkesi benimsenmiştir.

Ne yaparsak yapalım, sorunun çözümünü piyasa mekanizması (arz-talep ilkesi) içinde aramalıyız. Ancak bu şekilde, rant yaratılması önlenebilir. Ayırımcılık ve kayırıcılık yapılması olanağı ortadan kaldırılabilir. Zaten, bu fark dışında, miktar kısıtlaması da, maliyetleri artırmak da aynı sonuçları doğuracaktır. Yani, miktar kısıdı getirildiği taktirde de, İstanbul pahalılaşacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları