Sarkozy ve Euro

TOPLUMLARI, toplumların önünde koşan liderler yüceltirler. Toplumların ardından koşan liderler bir süre iktidarı ellerinde tutarlar, ama toplumlarına çok bir şey katmazlar.

Zaten, gerçek lider kavramı da buradan çıkmıştır. Liderlerin toplumu arkalarından sürüklemesi beklenir. Toplumların normalde ikna olmayacakları fikirlere ikna edip onları ileriye götürmeleri beklenir. Çoğu zaman, bu gibi liderlerin yaptıkları, iktidarları döneminde fazla kıymet bulmaz. Hatta, acımasızca eleştirilirler. Bu liderlerin değerini tarih tespit eder.

TAKİPÇİLİK

Fransa’da Mitterand gerçek bir liderdi
. Yalnızca kendi ülkesini değil, Avrupa’nın büyük bir bölümünü arkasından sürükledi. Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun Avrupa Birliği’ne dönüşmesinde lider rolü oynadı. Euro’nun oluşumun fikir babalarındandı. Toplumuna kattıkları iktidardayken değil, şimdi minnetle anılıyor.

Adına lider denip de, aslında toplumlarının arkasından koşanlar da iktidara gelebiliyorlar. Sorunlarına kendi iç dinamikleri içinde çözüm bulamayan toplumlarda bazen bu çeşit liderler öne çıkabiliyorlar. Bu liderler, sorunların kalıcı bir biçiminde çözümünden çok, toplumlarının duymak istediklerini söyleyerek popüler oluyorlar. Bunlar aslında lider değil, takipçi oluyorlar. Son dönemde Avrupa’da bu çeşit liderler artmaya başladı.

En son örnek geçenlerde Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Sarkozy idi. Daha iktidara ayak basmadığından, kendisi hakkında kesin bir fikir oluşturmak erken. Ama, seçim propagandası sırasında takındığı tutum, toplumunun önünden koşacak bir lider değil, toplumunun duymak istediklerini söyleyen bir politikacı havasındaydı.

Sarkozy Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasına karşı bir politikacı. Bu görüşü eskiden de biliniyordu. Dolayısıyla yeni bir şey değildi. Ama, en azından bugünkü Fransa’da, çoğunluğun duymak istediği bir söylevdi. Çoğunluğun hoşuna gitti.

İKTİDAR KISA

Sarkozy’nin yalnızca Türkiye ile değil, Euro ile de sorunu var
. Fransa ekonomisinin verimsizliğini, ekonominin büyüyememesini, Fransa’da işsizliğin Avrupa ülkeleri arasında en yüksek olmasının kabahatini Sarkozy Euro’ya ve Euro’nun patronu Avrupa Merkez Bankası’na buluyor. Avrupa Merkez Bankası’nın yalnızca fiyat istikrarına değil, ekonomik büyüme ve istihdama da odaklanması gerektiğini söylüyor. Kısacası, Sarkozy, Euro’yu Euro yapan iktisadi öğretiyi, temel felsefeyi sorguluyor. Bütün bunları alternatif yaklaşımları olup konuyu çok iyi bildiği için değil, halkın bu çeşit lafları duymasından hoşnut olabileceğini düşündüğü için yapıyor. Yani, gerçekten bir lider olmadığını gösteriyor.

Euro Bölgesi ülkeleri Maliye Bakanları (şimdiki Fransa Maliye Bakanı dahil) Sarkozy’nin seçilmesinin hemen ardından sert bir deklarasyon yayınladı. Avrupa Merkez Bankası’nın statüsünün ve hedefinin değiştirilmesinin mümkün olamayacağını açıkladılar. Sarkozy’ye "kendine gel, anlamadığın işlere burnunu sokma" dediler.

Liderler vardır, Reagan, Mitterand, Thatcher ve Özal gibi (Atatürk’ü saymıyorum, çünkü onunki bambaşka bir lig), yirmi yıl, elli yıl önce yaptıkları bugünleri aydınlatır. Liderler vardır, yaptıkları ve yapabilecekleri göreli olarak kısa iktidarları dönemiyle sınırlıdır.

Sarkozy’nin söylediklerine kızıp Türkiye’nin AB’ye tam üye olabilme şansının düştüğünü düşünmeyelim. Türkiye uzun bir yola çıktı. Sarkozy’nin iktidarı ise bizim girdiğimiz yolla karşılaştırıldığında çok kısa olacağa benziyor.
Yazarın Tüm Yazıları