Piyasalar paraların değerinin düşmesini istiyorlar

"PARAMIZIN değerini düşürün" diyen yalnızca bizim ihracatçılarımızın bir bölümü değil. Neredeyse dünyanın her yerinde belli başlı ekonomik birimler paralarının değerinin düşmesini arzu ediyorlar.

Bizimkiler gazetelere tam sayfa ilanlar vererek, para otoritesini "ekonomik terör yaratıcısı" olarak tanımlayarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Daha uygar ülkelerde ise, beklenti oluşturup paranın değerinin korunmasına yönelik politikaları "uygulanırsa küresel kriz çıkar" sopası ile uygulanmaz hale getirerek yapıyorlar.

Bizimkiler de faizlerin düşmesini istiyorlar. Küresel iktisadi birimler de dünyada faizlerin düşmesini arzu ediyorlar. Aslında, herkesin istediği paralarının değerinin düşmesi. Biraz enflasyon istiyoruz. Para otoriteleri de, en azından şimdilik, asıl kaygı duyması gereken konulara gözlerinin ucuyla bakarak piyasaların arzu ettiği yönde hareket ediyorlar. Bu alanda Amerika ve Avrupa merkez bankalarının yalından izlenmesi gerekiyor.

RİSKLER ARTIYOR

Amerika’da sonuçlar beklenen yönde gelişiyor
. Amerikan doları hızla değer kaybediyor. Varlık fiyatlarındaki düşüşler azalıyor. Hatta, petrol gibi temel malların fiyatları artıyor. Altının dolar fiyatı rekorlar kırıyor. Yani, doların değeri göreli olarak diğer paralara ve birçok hammadde ve diğer emtiaya göre düşüyor. Piyasaların istediği de bu.

Yayınlanan ekonomik veriler Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) hikaye yazmasını zorlaştırıyor. Örneğin, geçen ay faizler indirildiğinde, ekonomide yavaşlama sinyalleri geldiği vurgulanıyordu. Üçüncü çeyrek yıllık büyümesi yüzde 2.6 çıktı. Halbuki, ikinci çeyrek yıllık büyümesi yüzde 1.9 olmuştu. İlk çeyrekteki yıllık büyüme ise yüzde 1.5 olarak açıklanmıştı. Birinci çeyrekten itibaren veriler Amerikan ekonomisinde göreli bir hızlanmaya işaret ediyor.

Amerikan doları Euro’ya karşı yıl başından bu yana 1.315’den 1.445’e geldi. Yani, dolar yüzde 10’a yakın değer kaybetti. Doların Euro’ya karşı değer kaybı 2005 yılı sonundan bu yana yüzde 22 oldu. Petrol fiyatları dolar olarak yıl başından bu yana yüzde 40’ın üzerinde arttı. Yani, dolar dış değerini yitiriyor.

Uygulamadaki para sisteminde "dış değerini yitiren bir para kısa dönemde mutlaka iç değerini de yitirir" diye bir kural yoktur. Tersine de bir kural yoktur. Ama, orta-uzun dönemde, dış değerini yitiren bir para mutlaka iç değerini de yitirir. Yani, dış değeri düşen paranın ülkesinde enflasyon kaçınılmaz olur.

Amerika’da enflasyonun artması olasılığının arkasındaki dinamikler bizler için de geçerli. Buna ek olarak kendi iç dinamiklerimizden kaynaklanan enflasyonist baskılar da söz konusu. Artan petrol fiyatlarının dışında, bozulan kamu finansman dengesi, artması kaçınılmaz hale gelen elektrik fiyatları ve gıda ürünleri fiyatlarındaki artışlar Türkiye’de de enflasyon görünümünü bozabilecek etkenlerdendir.

Olsun! Yine de faizler düşsün, paramız değer kaybetsin!

BATIYOR

Halbuki, ne dünyada ne de ülkemizde, paranın değerinin düşmesinin orta-uzun dönemde hiç kimseye faydası yoktur. Deneyimlerimiz de bunu açıkça göstermektedir. Otuz yıl paramızın değerini düşürmek için elimizdeki tüm politika araçlarını kullandık. Ne oldu. Yüzde 78 ortalama enflasyon ile ancak yüzde 3.8 büyüyebildik.

Son üç yıldır ortalama enflasyon yüzde 8 civarında oldu. Ekonomik büyüme ise bu dönemde yüzde 6.5 olarak gerçekleşti. Ama, bu rakamlar bazı iktisadi birimlere batmaya başladı. Daha fazla enflasyon istemeye başladılar.
Yazarın Tüm Yazıları