Piyasalar nereye bakıyor

BİZLERİ ilgilendiren küresel mali piyasalar dendiğinde altına, petrole, ham maddelere, gelişmekte olan ülkelerin bono ve hisse senetlerine yatırım yapan yatırımcıların oynadığı alan anlaşılmalı. Bu piyasalar bizleri olumlu ya da olumsuz etkiliyorlar.

Bu alanda boy gösteren oyuncular yatırım araçlarının fiyatları artmadan alıma geçmek, düşmeden önce de satış yapmak isterler. Düşen piyasalarda en önce satabilen en az zararla (en çok kárla) yatırımlarından çıkmış demektir. Geçmişte yapılan kárlar bu şekilde korumuş olur.

O halde, piyasalarda fiyatların düşmesine neden olabilecek her haber çok değerlidir. Haberin değeri, oyuncuların hangi yönde hareket edeceğini önceden kestirebilmeyi sağladığı ölçüde fazladır. Nedir bu haberler?

HABERLER

İki yıldır Amerikan ekonomisinin bir duraklamaya girip girmeyeceği konuşulmaktadır
. Eğer Amerikan ekonomisi duraklarsa, en çok mal aldığı Çin ekonomisi de yavaşlayacaktır. Son beş yıldır emtia fiyatlarını artıran Çin talebinin düşmesi emtia fiyatlarını da düşürebilecektir. Dolayısıyla, Amerikan ekonomisinin duraklayabileceği yöndeki her türlü haber yatırımcıların sinirlerini bozmaktadır. Yatırımlarından çıkma eğilimine girmektedirler. Amerikan ekonomisinin performansı bizler için bu açıdan önemlidir.

Yatırımcıların çok büyük bir bölümü yatırımlarını borçlandıkları paralarla yapmaktadırlar. Borçlanılan paraların faizinin artması yatırımcıları kaygılandırmaktadır. Maliyetleri artmaktadır. Belli bir riske göre yatırımlarından bekledikleri getiri ile o yatırımların finansman maliyeti arasındaki fark azalmaktadır. Dolayısıyla, yatırımlarını satıp borçlarını ödeme eğilimi artmaktadır.

Amerika’da faizler artma sürecindeyken, yatırımcıların özellikle faizler yüzde 4’ün üzerine geldiğinde bu şekilde davrandıklarını birden fazla kez gözledik. Şimdi aynı eğilimleri Japon Yeni konusunda gözlüyoruz.

Japon yeni dünyanın en düşük faizine sahip paralarından biri durumunda. Japon yeni borçlanıp dünyanın başka yerlerinde aynı parayı çok daha yüksek getirilerle değerlendirmek mümkün olabiliyor. Bunu yapabilmek için Japon yeninin beklenmedik bir biçimde değer kazanmaması ve Japon faizlerinin çok artmaması gerekmektedir.

Japon yeni borçlanıp elde edilen yenleri satarak başka paralar cinsinden yatırımlara girmek yenin değerini düşürmektedir. Tüm piyasa bu yönde hareket ettiğinde, yenlerini önceden bozduranlar borçlanma maliyetlerini başka paralar cinsinden daha da düşürebilmektedir.

Değeri yükselen bir para cinsinden borçlanmak borçlanma maliyetini artıran bir gelişmedir. Bu nedenle Japon yeninin değerinin dolar ve/veya Euro’ya göre artması yatırımcıların sinirlerini bozmaktadır. Yenin değerinin artması hem birilerinin yen alımına geçip borçlarını ödediği hem de borçlanma maliyetlerinin arttığı anlamına gelmektedir.

Borçlanma maliyetlerinin artmasıyla, yatırımlarını satıp Japon yeni borçların ödenmesi, daha karlı hale gelmektedir. Bu eğilimin doğal sonucu Japon yeninin değerini artırmaktadır. Çünkü, yatırımcılar başka paralar cinsinde yatırımlarını satıp Japon yenine dönmekte ve yen talebini artırarak yenin değerlenmesine neden olmaktadırlar.

ÖĞRENDİKLERİMİZ

Bütün bunlardan şunları öğreniyoruz:

1. Küresel düzeyde ekonomik durgunluk kötü olacaktır. Emtia fiyatları düşüş eğilimine girebileceğinden, yatırımcılar ellerindeki emtia yatırımlarını satıp küçülmeye çalışacaklardır.

2. Japon yeni değer kazanırsa, yatırımcıların maliyeti artacağından yatırımlarını satma eğilimine girebileceklerdir. Aynı zamanda, başkaları yen alıp borçlarını kapatıyor demektir. Sürüye katılmak için bir işarettir.

3. Gelişmiş ülkeler faizleri artırmaya devam ederlerse, borçlanma maliyetleri artacağından, yatırımcılar yine satıcı olabileceklerdir.

Küresel yatırımcıların satış eğiliminde olmaları bizim işimize gelmemektedir.
Yazarın Tüm Yazıları