BİR banka ile bir medya kuruluşunun ortaklaşa düzenlediği toplantılardan birinde otomotiv sektöründe yan sanayinin sorunları tespit edilmiş.
Konu Türkiye açısından önemli. Bu sektör bizim gibi ülkelerde yıldızlaşmaya aday.
Son 150 yıldır tekstil sektörünün dünya üzerinde bir ülke grubundan bir diğer ülke grubuna gezdiği gibi, otomotiv sektöründe de önümüzdeki asırda benzer bir turlama gözlenecek. Gelişmiş ülkeler yarattıkları markaları tutacaklar, ama otomotiv sektöründe üretimden çıkacaklar. Türkiye gibi ülkeler, tekstil sektöründen çıkarken, otomotiv sektörünün üretim üssü olmaya aday olacaklar.
Bu gelişmeleri zaten görmeye başladık. Türkiye binek otomobili ilk kez 1967 yılında üretti. Şimdi, binek otomobil üretiminde, 2005 yılı verilerine göre, Türkiye dünyada 20. sırada görünüyor. Binek otomobiller ve kamyon üretiminde ise dünyada 18. sıradayız. Yükselmeye devam ediyoruz.
SORUNLAR
Yapılan çalışmada otomotiv sektöründe yan sanayinin dört önemli sorunu saptanmış. Saptanan sorunlar şunlar:
- Küresel rekabet,
- Nitelikli eleman eksiği,
- Yerli ürün kullanımının düşüklüğü,
- Tehlikeli atık yok etme tesisi ve çevre problemi
Hangi sektörde sorunlar tartışılsa, ilk önce rekabet sanki bir sorunmuş gibi ortaya konur. Rekabet sorun değil, çözümdür. Bununla yaşamaya alışmalıyız. Zaten rekabet edebildiğimiz zaman, otomotiv sektörünün üssü olan ülkelerden bir olacağız. Enerji ve emek maliyeti gibi sorunlar da rekabet içinde çözülecektir. Çözülemeyenler verimlilik artışlarıyla dengelenmeye çalışılacaktır.
Nitelikli eleman eksikliği sıralanan sorunlar içinde en önemlilerinden biridir. İşsizliğin kol gezdiği, neredeyse herkesin kendisini üniversiteye gitmek zorunda hissettiği bir eğitim sistemi içinde otomotiv sektörünün nitelikli işgücü bulmakta sıkıntı çekmesinin bahanesi olamaz. Yanlış insanları, yanlış yerlerde eğitiyoruz. O halde, otomotiv sektörünün kendisi nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik olarak kendi programını yapmalıdır. Kendi işgücünü kendi eğitmelidir. Bu sorunun çözümünü devletten beklemek yarışta geri kalmak anlamına gelir.
Yerli ürün kullanımının düşüklüğü ürün fiyatı ile ilgilidir. Yurtdışı rekabetten daha ucuz üretildiği sürece yerli ürün kullanımı artacaktır. Sorun, döviz kurları yoluyla avantaj sağlamak yerine verimliliği artırmak ile çözülebilecektir.
ÇEVRE
Bir diğer önemli sorun tehlikeli atık yok etme tesisi ve çevre problemleridir. Konunun iki boyutu vardır. Birincisi, Türkiye çevreye duyarlı bir sanayi uygulamasını en iyi biçimde yaymak ve derinleştirmek durumundadır. Dolayısıyla, yeterli ve gerekli tesislerin kurulması devlet-özel kesim işbirliğini gerektirmektedir. Konunun ikinci boyutu başkalarının bu konuda ne yaptığıdır.
Çevreye duyarlı sanayi üretimi uygulaması üretimde birim maliyetleri artıran bir unsurdur. Dolayısıyla, küresel rekabette çevre konusunda tüm rakipler benzer standartları benimsemek zorundadırlar. En iyi uygulamaları benimsedikten sonra, Türkiye uluslararası örgütler yoluyla bu konunun takipçisi olmak durumundadır. Dersimizi iyi çalışmalıyız.