TEMEL enflasyona bakarak para politikasının şekillenmesi büyük ölçüde doğrudur. Ama, temel enflasyon ile ortalama enflasyon (headline enflasyon) arasındaki fark birden fazla yılı kapsayacak bir biçimde birbirlerinden farklılaştığında, ortada bir sorun var demektir.
Para otoriteleri, gıda ve enerji gibi temel fiyat endeksinin dışarıda bıraktığı mal ve hizmet fiyatlarındaki oynamaların geçici olduğunu varsayarak ortalama enflasyonun küçük oynamalarla orta dönemde temel enflasyon civarında oluşacağını kabul ederler. Bu kabul son beş yıldır gözlenen gelişmeler karşısında sorgulanmaya başlamıştır.
TEMEL DİNAMİKLER
Petrol fiyatları dünyada giderek artmaya devam etmektedir. Yani, bir defaya mahsus bir artış yaşanıp durmamıştır. Aynı şekilde, 2-3 yıldır gıda fiyatlarında da devamlılık gösteren artışlar söz konusudur. İki malın da tüketim sepetinde vazgeçilemez olmaları bu mallardaki fiyat artışlarının ekonomik birimlerce çok daha fazla hissedilmesine yol açmaktadır. Şikayetlerin bir bölümü buradan kaynaklanmaktadır.
Ekonomi politikası açısından çok daha önemli olan konu temel enflasyon ile ortalama enflasyonun birbirlerinden uzaklaştığı dönemlerde, temel enflasyonun da ortalama enflasyona yaklaşma eğiliminin ne denli güçlü olduğudur. Örneğin, enerji fiyatlarındaki artış diğer mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlarda ne derece önemlidir? Yani, petrol ve gıda fiyatlarındaki artışların ikincil etkilerinin ne derece güçlü olduğu önemlidir.
Dünya ekonomilerinde bugüne kadar petrol fiyatlarındaki artış ortalama enflasyonu korkulduğu kadar olumsuz etkilememiştir. Ama, bu konuda yolun sonuna gelindiğine yönelik tezler ortaya atılmaktadır. Petrol fiyatlarındaki artışı sindirecek yer kalmamıştır. Bundan sonraki petrol fiyatlarındaki artış diğer mal ve hizmet fiyatlarına da yansıyabilecektir. İkincil etki güçlenecektir.
Ekonomik birimler kararlarını temel enflasyona göre değil, ortalama enflasyona bakarak vermektedirler. Örneğin, ücret müzakerelerinde çalışanların alım gücünü korumaya çalışan sendikalar işverenlerle temel enflasyon üzerinden değil, ortalama enflasyon üzerinden pazarlık ediyorlar. Hatta, ortalama enflasyonla da yetinmeyip daha hızlı artan gıda fiyatları enflasyonu pazarlıklarda öne çıkabilmektedir. Diğer kontratlarda da göz önüne alınan enflasyon genellikle ortalama enflasyondur.
Para politikasının göreli olan düşük seyreden temel enflasyona kilitlenip ücret ve diğer hizmet fiyatları artışlarının, temel enflasyona göre daha yüksek olduğu bir ekonomide orta dönemde para politikasının amacına ulaşabilmesi mümkün değildir. Para politikasının baktığı temel enflasyon da bir süre sonra yoldan çıkacaktır.
İŞLER ZORLAŞIYOR
Bu olgu, bizim gibi "enflasyon hedeflemesi" çerçevesinde para politikası oluşturan ülkelerde çok daha önemli olmaktadır. Çünkü, para politikasının dönemler itibariyle başarısı, herkese göre değişebilecek "temel enflasyon" gibi bir kavram üzerinden değil, "ortalama enflasyon" üzerinden ölçülecektir. Bu alanda, fiyat istatistiklerinin alt kalemleri değil, manşet olan enflasyon rakamı önemlidir.
Bu anlamda, para politikasının, toplum kesimleri tarafından hesabı ortalama enflasyona bakarak kesilir. Diğer tüm enflasyon rakamları tatmin edici olmaktan uzaktır. Bu nedenle de, kendilerine göre "temel enflasyon" gibi bir kavramın arkasına sığınma eğiliminde olsalar da, para otoritelerinin ortalama enflasyonu gözden uzak tutmak gibi bir lüksleri yoktur.
Son yıllarda, bu olguyu giderek daha yoğun yaşıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da yaşamaya devam edecek gibiyiz. Kısacası, merkez bankalarının işi zaten zordu, şimdi daha da zorlaşmaktadır.