Ne olacak bu kurların hali

YURT dışındaki piyasalar sinirlerinin bozulması için bahane arıyorlar. Uzun süre Amerikan Merkez Bankası (FED) yakından takip ediliyordu. Şimdi de, Japon Merkez Bankası’nın ne yapacağı yakın takibe alındı.

Japonya faizleri artırdı. Uzun süre yüzde 0 olan Japon Merkez Bankası faizleri geçen yılın ilk yarısında yüzde 0.25’e getirilmişti, geçen hafta da yüzde 0.5’e artırıldı. Beklenen bir hareketti.

Piyasalar önce sinirlenmemeye çalıştı. Ardından gelen beklenenden kötü Amerikan enflasyon verileri piyasaları biraz tedirgin etti. Piyasalar kısa sürede yeniden yatışma eğilimine gireceklerdir.

GÖREV ÇIKTI

Dünyada para çok
. Para gidecek yer arıyor. Dünya piyasaları çeşitli fonların istilasına uğramış durumda. Fonlar yatırım yapacak mal arıyorlar. Doğal olarak Türkiye’ye de geliyorlar. Türkiye uluslararası fonların gözdesi durumunda.

Geçen yılın ortasında dolar kuru birkaç hafta içinde 1.30’lardan 1.70’lere fırlamıştı. Hazine faizleri yüzde 13’lerden yüzde 23’lere gelmişti. Geçen yedi ay içinde, uluslararası para hareketi yine bize doğru dönünce, kurlar da, faizler de düşmeye başladı. Ama, dikkat edilirse, faizler uzun süre yüzde 20-22 bandında tutunurken, dolar kuru göreli olarak hızlı bir biçimde 1.50’nin altına geldi.

Dolar kurunda şimdi neredeyse başladığımız yere geri geldik. Şu sıralarda dolar kuru 1.38’lerde salınırken, Hazine faizleri de "fonlama maliyeti" denen Merkez Bankası faizleri düzeyine geldi. Eski bir film yeniden vizyona girdi. Merkez Bankası’na görev çıkarılmaya başlandı.

Merkez Bankası kurlara ne zaman müdahale edecek?

Merkez Bankası faizleri ne zaman ve ne kadar indirecek?

Öyle ya, kurların düşmesinin nedeni Merkez Bankası’nın müdahale etmemesi, faizlerin de daha da aşağı gelmemesinin nedeni Merkez Bankası’nın "sıkı duruş" adına faizleri indirmemesi olarak görülüyor. Bu fahiş faiz düzeyine ne zaman son verilecek?

GEL-GEL BAŞLIYOR

2006 yılında Merkez Bankası enflasyon hedefini açık ara ıskaladı
. Yükselen enflasyon ortamında bu yıl için belirlenen enflasyon hedefi daha da iddialı hale getirildi. Bu şartlarda, Merkez Bankası’nın kurların ne kadar düştüğüne, faizlerin ne kadar yüksek kaldığına hiç bakacak hali yoktur. Aksine, kulağının üzerine yatıp oluşan dengeler enflasyonun düşmesine yardım ettiği sürece sessiz kalması en iyi çözümdür.

Son aylarda oluşan dengeler, özellikle döviz kurlarının geldiği nokta, enflasyonun düşmesine yardımcı olacak unsurlardandır. Ama, aynı zamanda, mali piyasalar Merkez Bankası’na "gel-gel" diyorlar. Piyasalar yoluyla Merkez Bankası üzerinde baskılar oluşmaya başlamıştır.

Merkez Bankası bu baskılara aldırmamalıdır. Hedef enflasyonu düşürmektir. Finans piyasalarının istekleri ise kısa dönemde enflasyon hedefine ulaşmayı önleyici ya da geciktirici öğeler içermektedir. Bu isteklere kulak asılmamalıdır.

Her an sinirlenmeye eğilimli uluslararası konjonktürde piyasaların baskılarına boyun eğmek yarın oluşabilecek dalgaların boyutunu da artırıcı bir işlev görebilecektir.
Yazarın Tüm Yazıları