1980’li yıllarla beraber, Türkiye, içe kapanık sabit kur rejimine dayanan ekonomik modeli bırakıp daha esnek bir kur rejimi altında dışa açılmaya başladı. Dışa açılma geleneksel döviz sorununu çözeceği düşünüldü.
Ama, olmadı. Sorun, döviz miktarı sorunu olmaktan çıkıp döviz kuru sorununa dönüştü. Ödemeler dengesi kısıdı ekonomik büyümenin önündeki en önemli engel olarak kaldı. Böyle bir engel olmasaydı, geleneksel olarak "büyüyebildiğimiz kadar büyüyelim" anlayışındaki siyasetçilerimiz fiyat istikrarını gözetmeksizin ekonomiyi büyütmeye çalışabilirlerdi. Siyasetçilerimiz, ayağını gaz pedalından kaldırmak istemeyen sürücü gibidirler. Bu nedenle Türkiye ekonomisini ödemeler dengesi kısıdına çarpmaktan kurtarabilme olasılığı azdır.
1980’Lİ VE 1990’LI YILLAR
1970’lerde işçi dövizlerini keşfeden Türkiye, 1980’lerle beraber turizm gelirlerini keşfetti. Dış ticaret açığı 1980’li yıllarda ortalama yıllık 3 milyar doları geçtiği halde, 1980-84 döneminde cari işlemler açığı yıllık ortalama 2 milyar doların altında kaldı. 1985-89 döneminde cari işlemler açığı yok denecek kadar az oldu. Çünkü, turizm gelirleri sayesinde hizmetler dengesi (cari transferler dahil) giderek daha büyük fazla vermeye başladı. 1980’li yılların ikinci yarısında ciddi bir ödemeler dengesi sorunuyla karşılaşmadan genel seçimlerden sonra iç talebi kesici politikaların uygulanması da etkili oldu.
1990’lı yıllarda dış ticaret açığı yeni rekorlara koşmaya başladı. Dış ticaret açığı 1990-94 döneminde 8.7 milyar dolara, 1995-99 döneminde 12.8 milyar dolara ulaştı. Dış ticaret açığının geldiği noktada cari işlemler dengesi turizm ve diğer transferlerdeki ciddi artışlarla kurtarıldı. Bu dönemde de yıllık ortalama cari işlemler açığı 1.5 milyar doların altında kaldı. İki dönemde de yol kazaları yaşandı.
2000’Lİ YILLAR
2000’li yıllarda işçi dövizleri önemini kaybetti. Turizm gelirlerindeki hızlı artış da yavaşlama eğilimine girdi. Ama, dış ticaret açığı hızlanarak büyüdü. 2000-2004 döneminde dış ticaret açığı yıllık ortalama 14.7 milyar dolar olurken, son iki yılda açığın 38 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Bu büyüklükleri 2000’li yıllarda 10 milyar doların altında kalan hizmetler dengesindeki fazla da taşıyamamaya başladı. Cari işlemler açığı, 2000-2004 döneminde, 2001 Krizi’ne rağmen, yıllık ortalama 6.4 milyar dolar olarak gerçekleşirken, son iki yılda da 28.6 milyar dolar olduğu tahmini yapılıyor.
Bu boyuttaki bir cari işlemler açığının finansmanı her zaman kolay olmayabilecektir. Uluslararası finansman olanakları kısıldığında, ekonomik büyümenin önünde bir kez daha ödemeler dengesi kısıdını görebileceğiz.