Merkez Bankası’nın başkentte olması egemenliğin simgesi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GEÇENLERDE Başbakan çok kararlı konuştu.
"Tartışmaya gerek yok, yasayı çıkarır Merkez’i İstanbul’a taşırız" dedi. Aslında konu tartışılmalı.
Parlamentonun üzerinde hiçbir güç olmadığı biliniyor. Dolayısıyla, yasa çıkarsa, Merkez Bankası İstanbul’a taşınır. Ama, yasalar da, tarihe, kurumları oluşturan kahramanlarına, bilime, kurucuların felsefesine ve evrensel değerlere saygılı olmak durumundadır.
EGEMENLİK SEMBOLÜ
Bir ülkenin kendi parasını basması egemenliğin en önemli unsurlarından biridir. Merkez Bankası ülkede para basma yetkisine sahip tek kurum olarak, ulusal egemenliğin en görünür kurumlarından biridir. Bir ülkede ulusal egemenliğin sembolü başkenttir. Bu nedenle Merkez Bankası Ankara’da kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Cumhuriyet’in değerlerinden biridir.
Evrensel merkez bankacılığı anlayışı bu bakış açısıyla oluşmuştur. Merkez bankası başkentlerinde olmayan ülkeleri örnek vermek doğru değildir. Çünkü, bu örnekler örnek değildir. Onlar göreli olarak çok yenidirler.
Dünya’da ilk merkez bankası 17’nci yüzyılda İsveç’te kuruluyor. Modern anlamda ilk merkez bankası olarak 19’uncu yüzyılda kurulan İngiltere Merkez Bankası (Bank of England) gösterilir. Amerika’da çeşitli denemelerden sonra bugünkü merkez bankası (FED) 1900’lü yılların başında kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kuruluş yasası da 1930’da kabul edilmiştir. Göreli olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dünyadaki eski merkez bankalarından biridir.
Bütün bu merkez bankaları ülkelerinin başkentlerinden idare edilirler. Bu, işlevlerini başkentten yürüttükleri anlamına gelmez. Ticari faaliyetin yoğun olduğu (bankaların merkezlerinin olduğu) kent başkentin dışında bir kentse, bir merkez bankasının günlük operasyonları o kentte yapılır. Örneğin, FED’in merkezi Washington’dadır, ama operasyonlarının önemli bir bölümü New York’taki şubesi yoluyla gerçekleştirilir.
Merkez bankalarının başkentte oturmaları bir simgedir. Kurucularının felsefelerini yansıtır. Evrensel bakış açısının sonucudur. Her şeyden önce, egemenlik anlayışının bir parçasıdır. Yasa çıkararak bütün bunlar gözardı edilebilir. Ama, doğru olmaz.
Hindistan’ın merkez bankası başkentin dışındadır. Ama, merkez bankaları içinde göreli olarak çok yenidir. Aslında, başkentin dışında olmasıyla, Hindistan’da Merkez Bankası kanalıyla (para basarak) ekonomik gelişme simgelenmek istenmiştir. Bu bakış açısı o dönemde kalkınma iktisatçıları arasında oldukça popülerdi.
İddia edildiği gibi merkez bankalarının başkentte olmasıyla siyasi etkinin artacağı çok doğru değildir. Siyasi etkilerden arınmış olarak çalışmak yasa, siyasi otoritenin bakış açısı ve toplumun kafa yapısıyla ilgili bir konudur. FED’in üzerinde göreli olarak siyasi baskı fazla yoktur, ama Hindistan’da merkez bankası üzerindeki siyasi baskı özellikle kuruluşunun ilk yirmi yılında çok daha fazlaydı.
SAYGI DUYMALIYIZ
Başbakanımız parlamentoda sağladığı çoğunlukla "Merkez Bankası İstanbul’a ta-şı-na-cak" diyebilir ve dediğini gerçekleştir de. Konu, hükümetin muktedir olup olmadığı değil, yapılmak istenenin doğru olup olmadığıdır.
Hiçbir şeye önem vermiyorsak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı yıllar süren çalışmalardan sonra kuranlara; önce Ziraat Bankası’nın Ankara’daki binasının bodrum katında çalışmaya başlayıp daha sonra Almanlara kendi binasını yaptıranlara; Cumhuriyet’in değerlerine saygı duyalım. Onlardan daha öğrenecek çok şey var.