MERKEZ Bankası kendine yakışanı yaptı. Kısa vadeli faizleri beklentilerin üzerinde artırdı. Öncelikli hedefinin fiyat istikrarı olduğunu, söyleyerek değil, uygulamalarıyla gösterdi. Tebrik edilecek bir tutum gösterdi.
Piyasalar her zamanki gibi eline göre beklenti yaratmaya çalıştı. Faizler her halde artmalı ama yüzde 0.5 puan artış da iyidir söylevleri geliştirildi. Biraz daha gerçekçi olmaya çalışanlar faizlerin en fazla yüzde 1 puan artabileceğini düşündü. Merkez Bankası’nın faizleri yüzde 1.75 puan artırması piyasalara "soğuk duş" gibi geldi..
Soğuk duş iyidir. Bunaltıcı dönemlerde insanı kendine getirir. Önce çarpar, sonra rahatlatır. Piyasalar ve genelde tüm ekonomi için Merkez Bankası’nın faiz artırımı rahatlatıcı olacaktır. Fiyat istikrarı için atılmış önemli bir adım olacaktır. Güvenin tazelenmesidir. Bu açıdan, tarihi bir hareket yapılmıştır.
DOĞRU MESAJ
Merkez Bankası’nın hatırı sayılır boyuttaki faiz artırımı elbette her derde deva bir ilaç olarak algılanmamalıdır. İşler hemen düzelecek diye de beklenmemelidir. Yaratılan maliyetlerin düşmesi söz konusu değildir. Ama, ileriye dönük olarak, işlerin daha iyiye gideceği yönünde bir ortamın yaratılmaya çalışılması olarak düşünülmelidir.
Her şeyden önce, Merkez Bankası son kararı ile fiyat dinamiklerinin bozulduğunu kabul etmiştir. Para politikasının itibarı açısından olumsuzluğu görüp doğru tespiti yapmak önemlidir. Olumsuzlukları kabullenmek olumlu havayı yaratmanın ilk basamağıdır. Göz boyama ile değil, gerçekleri görerek hareket etmekle Merkez Bankası sorgulanmaya başlayan itibarını yeniden kazanma yolunu açmıştır.
Önümüzdeki bir kaç ayda yıllık bazda enflasyon artmaya devam edecektir. Hatta, bir kaç ay daha şaşırtıcı aylık enflasyon rakamları görebiliriz. Bunların hiçbiri faiz artırılmasının gereksiz olduğuna ya da çalışmadığına işaret etmez. Aksine, ileride sayısı ve boyutu daha fazla olabilecek şaşırtıcı gelişmelerin gerçekleşme olasılığı bu yolla azaltılmıştır.
Özellikle yurt dışında beklenmedik başka olumsuz gelişmeler olmadığı taktirde, döviz kurlarında daha istikrarlı bir döneme gireceğiz. Olmazsa, Merkez Bankası’nın elinde kurları istikrara getirecek mekanizmalar da vardır. Genel faizler önce artacaktır. Ama, ileride faizlerin düşme olasılığı artma olasılığına göre şimdi çok daha fazla artmıştır. Ekonomik büyüme yavaşlayacaktır. Son dönemlerde çok konuşulan ekonomik riskler (cari işlemler açığı gibi) de azalma eğilimine girecektir.
Son gelişmeler ışığında, tahminler enflasyonun yıl sonunda yüzde 10’u aşabileceğini gösteriyordu. Merkez Bankası’nın son çıkışıyla yıl sonunda enflasyonun yüzde 10’un altında kalma olasılığı artmıştır. Kısacası, verilen mesaj doğrudur.
DİĞER RİSKLER
Doğru ve güçlü bir mesaj verilmiştir. Ama, farklı riskler yok edilmemiştir. Çalkantıların neden olduğu maliyetler yok olmamıştır. Ekonomi üzerindeki bulutlar kaybolup her şey güllük gülistanlık olmamıştır.
Ekonomik beklentileri esir almış durumda olan "siyasi riskler" olduğu gibi karşımızda durmaktadır. Hükümetin yapısal reformlar konusundaki isteksizliği henüz değişmiş değildir. Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin ne yönde gelişeceği bilinmemektedir. Ekonomiyi yönlendiren iki çapanın (IMF ve AB) sağlamlığı konusundaki kaygılar devam etmektedir.
Merkez Bankası’nın son faiz artırımı ancak bu risklerin azalmasıyla kendinden bekleneni verebilecektir. Aksi taktirde, başka faiz artırımları kaçınılmaz olabilecektir. Merkez Bankası son hareketiyle şartlara göre ileride de gerekenlerin yapılacağı konusundaki inancı güçlendirmiştir.