Küreselleşme ve serbest dolaşım

AVRUPA Ekonomik Topluluğu (AET) kurulduğu yıllarda küreselleşmenin şimdi geldiği noktaya gelebileceğini kimse düşünemedi. AET bölgesel ve sınırlı bir küreselleşme çabası olarak algılandı. Bölgesel bir bütünleşme olarak hayal edildi.

AET’nin ilk yıllarında emeğin serbest dolaşımı en önemli konulardan biriydi. Ticari birlik sağlanırken, emeğin de serbest dolaşımı sağlanacaktı. Ürünler AET ülkeleri arasında serbestçe dolaşırken, emek de istediğinde, serbestçe üye ülkeler arasında dolaşabilecekti.

AET’den Avrupa Birliği’ne (AB) geçildi. Geçiş döneminde küreselleşme hem hızlandı hem de derinleşti. Emeğin serbest dolaşımı bir anlamda ikinci planda kaldı. Bölge içinde ve küresel platformda mali ve sabit sermayenin serbestçe dolaşımı birinci plana çıktı.

DÜŞÜK ÜCRET VE İŞSİZLİK

AB ülkelerinin bir bölümü parasal bir birlik oluşturdular. Emeğin serbestçe dolaştığı
bir ortamda ücretlerin eşitlenmesiyle parasal birliğin sorunsuz olacağı, ya da en sorunla karşılaşacağı düşünüldü.

Gelişmeler düşünüldüğü gibi olmadı. Mali ve sabit sermaye emeğe göre çok hızlı dolaşmaya başladı. Emeğin dolaşımını bir anlamda anlamsız kıldı. Beklendiği gibi emek bölge içinde dolaşmadı. Emek sermayeye gitmedi. Tam aksine, ulusal duygular ve alışkanlıklar emeğin dolaşımını kısıtladı. Mali ve sabit sermaye emeğin olduğu yere gitmeye başladı. Göreli ücretler arasındaki farklılık beklendiği kadar azalmadı.

Bugün AB’de yaşanan en büyük sorunlardan biri gelişmiş AB ülkeleri arasında emeğin dolaşımı değil, AB sermayesinin emeğin olduğu yere gitmesidir. Emeğin olduğu yere gidemeyen ya da gitmekten kaçınan sermaye ise gelişmekte olan ülkelerden emek çekmektedir. Gelişmiş AB ülkelerinde işsizlik artmakta ücretler düşmektedir.

Fransa’nın oto endüstrisi Romanya gibi ülkelere kaydığında ucuz emek sayesinde Romanya’da istihdam sağlanmakta Romanya’ya gitmek istemeyen Fransızlar işsiz kalmaktadır. Aynı şekilde, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan büyüklüklerinin çok üzerinde Almanya’dan sabit sermaye yatırımı çekmektedirler.

Bir kısım Çek ve Bulgar vatandaşları Almanya’da düşük ücretlerle çok rahat iş bulmaya başlamışlardır. Almanya’da reel ücretler yüzde 5’in üzerinde düşmüştür. Henüz iki Almanya’nın birleşme sancılarını atlatamamış Alman toplumu şimdi emek ve sermaye akımlarıyla mücadele etmek durumundadır.

KORUMACILIK MI?

Küreselleşme genellikle gelişmiş toplumların yararına çalışan bir mekanizma olarak algılanır. Halbuki, sokaktaki Almanlar ve Fransızlar için küreselleşme kendi hayatlarını etkileyen en olumsuz gelişmelerden biridir. Çünkü, onlar için küreselleşme daha düşük ücret ya da işsizlik anlamına gelmeye başlamıştır.

Çin rekabeti herkesi korkutmaktadır. Ama, gelişmiş ülkeler açısından Çin rekabetinden daha yakın tehlike gelişmiş ülkelerin çevresindeki gelişmekte olan ülkeler olmaktadır. Gelişmiş ülkeler bu durumun derinleşmesine ne kadar izin verirler? Korumacılık yeniden gündeme gelebilir mi?

İleride bu konuya devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları