TÜM piyasalar Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) gözünün içine bakıyor. FED’in bugün yüzde 5.25 olan referans faizini indirmesi isteniyor. FED bu faizi indirecek mi?
Küresel bir çalkantı çıkmasaydı, FED’in eylül ayında kısa vadeli faizleri değiştirmesinin (indirmesinin) olasılığı belki yarı yarıyaydı. Şimdi, yükseldi. Çünkü, küresel piyasalar neredeyse "FED faizleri indirmezse daha da kötü olurum" diyor. FED’in bu çağrıya kulak asmaması zor görünüyor. FED piyasalarca adeta tehdit ediliyor.
ASIL GÖREV
Aslında, FED’in faiz indirmesinin kısa vadede beklentileri etkilemesinin dışında bir etkisi yok. FED hedef faizi açıklıyor. Günlük para piyasasında oluşan faizi, açıkladığı hedef faiz civarında tutmaya çalışacağını beyan ediyor. Piyasada oluşan faizler hedef faizin altında gelme eğilimine girerse, piyasadan para çekiyor. Faizler hedef faiz düzeyini geçme eğilimine girerse piyasaya para veriyor.
Bugünlerde, FED zaten hedef faiz kavramını günlük işlemlerinde dikkate almıyor. Çeşitli kanallarla piyasaya pompaladığı para sayesinde günlük piyasada faizler 5.25’in oldukça altına geldi. Yani, piyasaların FED’in düşürmesini istediği faiz zaten uygulamada düşmüş durumda. O halde, FED’in hedef faiz düzeyini düşürmesi bugünkü şartlarda göstermelik olacak. Haber değeri olacak. Beklentileri etkileyecek. İşlerin daha da kötü gidebileceğine oynayan spekülatif faaliyetleri azaltabilecek. Son iki gündür yaşanan göreli olumlu hava da zaten FED’in faizleri düşüreceği beklentisiyle gerçekleşiyor.
Bütün bunlar yaşanan çalkantıları dindirmeye yetmeyebilir. Olayları geriden izleyen kredi derecelendirme kuruluşları Amerika’da konut kredilerine yatırım yapan finansman kuruluşlarının kredi değerliliğini düşürmeye başladı. Bu kuruluşlardan en büyüğü gazetelere "biz sağlamız" reklamları veriyor. "Bize güvenmiyorsanız, mevduatlarınızı sigorta eden devlet kurumuna güvenin" diyor. Ama, hisse senedi fiyatları düşüyor. Değeri düştüğü için bu kuruluşu satın almak için müşteriler ortaya çıkıyor.
Para otoriteleri için mali piyasalarda istikrar çok önemlidir. Çünkü, ancak istikrarlı piyasalarda mali yatırımlar doğru değerlendirilebilir. İstikrarlı piyasalarda kredi değerliliğine sahip üreticiler ihtiyaç duydukları kredileri doğru fiyattan alabilirler. Para politikasının üzerine oturduğu temel budur. Mali piyasaların istikrarsızlığı para politikasının temellerinin sarsılması anlamına gelir. Sorun buysa, FED’e çok önemli görevler düşmektedir.
YETECEK Mİ?
Yanlış stratejiler ve iş kararlarıyla zorlanan bazı finans kurumlarının kurtarılması bekleniyor ve isteniyorsa, FED’in bu alanda işi yoktur. O nedenle, FED’in bakacağı en önemli gelişme finans piyasalarında yaşanan çalkantının ekonomik birimlerin yatırım, tüketim ve üretim kararlarını etkileyip etkilemediği; etkiliyorsa, nasıl etkilediğidir. Bu alanlarda önemli bir bozulma olmadığı taktirde (ki bölgesel FED başkanlarından biri öyle olduğunu düşünüyor), FED’in faiz kararları, enflasyon beklentilerini fiyat istikrarının bozulmaması yönünde oluşmasına odaklanmak zorundadır.
Elbette ince bir çizgi söz konusudur. Çalkantının derinleşmesi ve yaygınlaşması durumunda yatırım, tüketim ve üretim kararları elbette etkilenecektir. Ama, sonuç mutlaka bu yönde olacak beklentisiyle FED’in bu aşamada bir kurtarma operasyonuna kalkışması para politikasını derinden yaralayabilecektir.
Gelişmeler FED’in finans piyasalarındaki çalkantının daha da kötüleşmesini risk altına sokmaya yeltenmeyeceğine işaret etmektedir. Yani, bu hengamede bazı kuruluşlar da kurtarılacak gibi görünmektedir. Bu yeter mi? Kestirmek zor.