Konut kredileri

KONUT kredileri giderek popüler oluyor. Üzerinde çalışılan ipotek karşılığı konut kredilerinin bu piyasada nasıl bir işlev göreceği ise henüz bilinmiyor.

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, ilk konutun finansman giderleri de gelir vergisi matrahından düşülemeyecekmiş. O taktirde, yasayla getirilen düzenlemenin krediyi alanlar açısından önemli bir fayda sağlaması mümkün görünmüyor. Aksine, yasa, kredi kullanıcısına yeni riskler doğurabilir.

Konut kredileri yeni düzenlemeyle değişken ve sabit faizli olabilecekmiş. Faizlerin zaten oldukça düşük olduğu bir ortamda, faizlerin daha da düşebileceği beklentisiyle değişken faizli konut kredisi almak riskli olabilecektir. Kredinin vadesi süresince (diyelim ki yirmi yıl) faizlerin hem düşük kalacağını düşünmek en azından şimdilik zor görünüyor.

Bugünkü yapıda ise faizler kredinin vadesi boyunca sabit olması gerekiyor. Bu da bir risktir. Ama, şimdilik daha az bir risk olarak görünüyor. Kısacası, ekonomik gelişmelere göre, yeni yasanın getirecekleriyle en azından kredi kullanıcıları kısa dönemde bugünü arar hale gelebilirler. Bu elbette yasanın sorunu değil.

HANGİ KONUT KREDİSİ

Kredi kullananlar düşünülenden daha akıllı olduklarını her zaman ispat ediyorlar
. Bankalarımız da, müşterilerinin yaratıcılıklarına yardım etmek için her zaman hazırlar. ‘Konut kredisi’ adı altında ellerindeki konutu ipotek vererek bazı banka müşterileri uzun vadeli işletme kredisi kullanmaya başladı.

Şirket sahibi yirmi yıl vadeli işletme kredisi almak istese, kredinin teminatı olarak evini ipotek de verse, hiçbir banka böyle bir kredi vermeyecek. Ama, konutunu şimdi satıyormuş gibi yapıp yirmi yıl vadeli (ortalama vadesi on yıl civarında) aylık yüzde 1.35 (yıllık yaklaşık yüzde 18) faizle kredi almak mümkün oldu.

Geçenlerde de yazdığım gibi, bankalar arasında konut kredilerinde yaşanan rekabet konut kredilerini konut kredileri olmaktan çıkarıp konut ipotekli işletme kredisi haline döndürmeye başladı. Piyasa farklılaşmaya başladı.

Bugün için piyasa kredi kullanıcısına çok büyük kolaylıklar sağlıyor. Ama, aynı şeyi bankalar için söylemek pek mümkün değil. Bankalar konut kredileri yoluyla çok ciddi vade riski (vade uyumsuzluğu) alıyorlar.

HAZİNE’NİN ROLÜ

Eskiden, bankalar için vade riskini yaratan çoğunlukla Hazine bonosu
yatırımlarıydı. Başlarına bir bela geldiğinde, Hazine bankaları kurtarabilirdi. Örneğin, 2001 yılında bankaların açık döviz pozisyonlarının kapanmasına Hazine yardım etmişti. Vade riski de gerçekleştiğinde ‘Hazine yardım eder’ beklentisi çok anlamsız değildi.

Konut kredileri yoluyla bankaların aldıkları vade riskleri gerçekleştiğinde, bankaları kim kurtaracak? Elbette, yine Hazine!

Yeni konut kredileri yasa taslağı üzerinde çalışmalar sırasında konut kredileri karşılığında çıkarılacak menkul kıymetlere çok doğru bir yaklaşımla Hazine’nin garanti vermeyeceğine karar verildi. Ama, yaratılan risklerle Hazine’nin açıkça garanti vermemesi çok işe yaramayabilir. Eski alışkanlıklarımızla, galiba, Hazine’nin konut kredilerinin arkasında zımni bir garantisi olduğu düşünülüyor. Aksi taktirde, konut kredileri bu denli popüler olamazdı.

Bir de geçmişte Emlak Bankası deneyimimiz var. O dönemde de konut kredilerini kullananlar kurtarılmıştı.
Yazarın Tüm Yazıları