Kim, kimi soyacak?

YENİ bir çek yasası çıkarılıyor. Yasa, komisyondan geçti. Çok yakında Meclis'ten geçip yürürlüğe girecektir. Yeni yasa ile finans dünyasına yeni araçlar getiriyoruz.

Dünyanın her yerinde çek bir ödeme aracıdır. Vadesi yoktur. Bankaya ibrazı anda çekin karşılığında bankadaki mevduat hesabında yeterli para varsa, çekin lehdarı kişiler ya da kurumlar paralarını tahsil edebilirler.

Ödeme sisteminin ağırlıkla çek üzerine kurulması çok maliyetlidir. O nedenle, birçok ülke ödeme sistemlerini elektronik fon transferi (EFT) üzerine oturtmaya çalışmaktadır. Başlangıç yatırımı pahalı da olsa, EFT sistemi daha çabuk ve daha ucuzdur. Türkiye'de de başarıyla çalışan bir EFT sistemi vardır. Ama, çek kullanımı da giderek yaygınlaşmaktadır.

ÇEK-SENET

Türkiye'de çek kullanımının yaygınlaşması, çek sisteminin bir ödeme aracı olarak değil, bir borçlanma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Vadeli çek yazılabilmektedir. Çekin üzerindeki tarihten önce çek paraya çevrilmemektedir. Yani, çek, senet olarak kullanılmaktadır. Yeni yasa bu uygulamayı yasal hale getirmektedir.

Şimdiye kadar damga pulu yapıştırılmadan senet işlevi gören çek sistemi, adı değişmese de, resmen senet sistemi haline dönüştürülmektedir. Bankalar çekin üzerindeki vade gelmeden çeki paraya çeviremeyeceklerdir.

Hesapta para olmadığı halde, bankalar 150 milyon liraya kadar yazılmış çekleri ödemekle yükümlü tutulmuşlardır. Bir banka, müşterisine 50 yapraklık bir çek defteri verdiğinde, otomatik olarak müşterisine 7.5 milyar lira kredi açmış olmaktadır. Komisyonda yasanın ilgili maddesi tartışılırken, söz konusu limitin 2 milyar lira olması gerektiği dahi tartışılmış. İtirazlar sonucunda 150 milyon liralık sınırlamada mutabakat sağlanmış.

Sınırın 2 milyar lira olmasını savunan bir milletvekilimiz, ‘‘Bırakın, şimdiye kadar bankaları sahipleri soydu, biraz da vatandaş soysun’’ gibi bir cümle dahi söylemiş. Bazı milletvekillerimiz bankaların ne iş yaptıklarının farkında değiller. Vatandaşın parasını vatandaşa soydurtmak istiyorlar. Böyle bir görüş açısından bir çek yasasının hazırlanması Türkiye ekonomisi açısından talihsizliktir.

Çek hesabında para yoksa, bankaların çek karşılığında herhangi bir ödeme yapması söz konusu olmamalıdır. Çek sistemi bir kredi sistemi olmamalıdır. Yeni yasa fiili durumu yasal hale getirmektedir. Halbuki, fiili durumu ortadan kaldıracak bir uygulama söz konusu olmalıydı. Senet ile çek aynı kefeye konarak bankacılık sistemindeki riskler artırılmaktadır.

BİR BAŞLANGIÇ

Bankacılık sektöründe yaşanan talihsiz olaylar ve bu olaylara devletin yaklaşma biçimi, itibarı çok yüksek olması gereken bankacılığı kamuoyu önünde küçük düşürmüştür. Sektörün itibarı yok olmuştur. Kamuoyu önünde bankalar hırsız, sömürücü ve kan emici olarak gösterilmektedir. Bankaların soyulması mubah olmuştur. Bu bakış açısıyla, bankacılık sisteminin Türkiye ekonomisine bir katkı yapabilmesi söz konusu olamaz.

Bankacılığa daha akılcı bir biçimde bakamazsak, ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler bulabilmemiz imkánsızlaşacaktır. Bankaları gözetip denetlemekle sorumlu olan Bankacılık Üst Kurulu'na bankacılığın yeniden itibar kazanması çalışmalarında da büyük görevler düşmektedir. İş, Meclis'ten başlamalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları