En geniş anlamıyla, kayıt dışı gelir, vergisi verilmemiş gelirdir. Gelişmiş ülkelerde, kayıt dışı para kara para olarak sınıflandırılır. Paranın yasal ya da yasal olmayan faaliyetlerden kazanılmış olması oralarda paranın rengini değiştirmez.
Meşhur gangster Al Capone yasa dışı yollardan gelir elde ettiği için değil, elde ettiğin gelirin vergisini vermediği için tutuklanmıştı. Bunun üzerine o da meşhur sözünü söylemişti: "Yasal olmayan gelirin yasal vergisi olamaz."
Kayıt dışılığın yaygın olduğu ülkelerde kara para kavramı biraz daha değişiktir. Kara para suç sayılan faaliyetlerden elde edilen gelirdir. Doğal olarak, bu yolla kazanılmış gelirlerin vergileri verilemez. Dolayısıyla, kara para kayıt dışılığın bir alt sınıfıdır. Türkiye’de de kara para aşağı yukarı bu şekilde tanımlanmaktadır. En azından uygulama bu yöndedir denebilir.
ÇEKİNİYORUZ
Kara para denince silah ve uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirler anlaşılır. Çoğunlukla kara paranın beslediği "terörün finansmanı" kara para ile mücadelenin bir başka boyutu haline geldi. Özellikle, 2001 yılından sonra Amerika tüm dünya ülkelerini "terörün finansmanı" açısından zorlamaya başladı. Terörü finanse eden kaynakların kurutulması hedeflendi.
Terörün finansmanı paranın harcandığı yer ile ilgilidir. Kazanılan paranın kayıt dışı olup olmadığı önemli değildir. Ama, yasal yollardan kazanılmış paranın yasal olmayan alanlarda harcanması olasılığının az olması nedeniyle, terörün finansmanına kaynak teşkil eden yasal olmayan ekonomik faaliyetlerin izlenmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Geçenlerde, OECD (İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) Türkiye’nin kara para ile ilgili mevzuatını ve uygulamalarını konu eden bir rapor hazırladı. Mevzuatta sınıfı geçtik, ama uygulamada başarısız çıktık. Birçok konuda olduğu gibi, kara para konusunda da, mevzuat çok iyi, uygulama o denli iyi görünmüyor.
Aslında, Türkiye’nin yasal olmayan faaliyetlerden kazanılan paranın peşine düşmekte bir sorunu yok. Sorun, kayıt dışılık çok yaygın olunca, söz konusu paranın yasal faaliyetlerden mi yoksa suç teşkil eden faaliyetlerden mi kazanıldığının tespitindeki zorluk olmaktadır. Yasal faaliyetlerden kazanılıp vergisi verilmeyen para çok az olsa, tüm kayıt dışı parayı "kara para" olarak, yani suç teşkil eden faaliyetlerden kazanılmış saymak kolaylaşacak. Bu paraların üzerine gitmek sorun olmayacak.
Halbuki, Türkiye’de suç teşkil eden faaliyetlerden kazanılmış paraların çok üzerinde suç teşkil etmeyen faaliyetlerden kazanılıp vergisi verilmemiş gelirler var. Dolayısıyla, kara paranın üzerine giderken, gerçekten yasal faaliyetlerden kazanılan paranın üzerine gitme riski var. İşte, Türkiye bunu yapmaktan çekiniyor.
GRİ PARA
Türkiye, vergi alabilmek için yasal faaliyetlerden kazanılmış paranın peşine ciddi bir biçimde düşebilse, Türkiye’de yasal olmayan faaliyetlerden kazanılmış para (kara para) da zaten çok azalacaktır. Çünkü, kara paranın rahatça dolaşabileceği ortam kalmayacaktır. Kara paranın yakalanması kolaylaşacaktır.
İçinde yaşadığımız ortamda, kara para "gri" bir kıyafette dolaşmaktadır. Gri rengin tonları kara para ile mücadele etmesi gereken kamu ya da özel kuruluşların yargısına yön vermektedir. Sonuçta, kara para şüphesiyle yapılan şikayetler şaşırtıcı boyutta az olmakta, yapılan şikayetler ve takipler de genellikle sonuçsuz kalmaktadır.
Ülkeden para kaçar ya da ekonomi durur kaygılarıyla kayıt dışılığa müsamaha ettikçe onun bir bölümü olan kara paraya da istemeden göz yummuş oluyoruz. Kara paraya cennet yaratmış oluyoruz.