ORTAKLIK biraz karışık. Piyasalar bizde de, yurt dışında da kaygılı. Galiba, piyasalar bizde biraz daha kaygılı. Hiç kimse birbirinin moralini bozmak istemiyor. Ama, "nereye gidiyoruz?" sorusunu kendine sormadan da yapamıyor.
Durumun düzelmesi için gözler Merkez Bankası’na odaklanıyor. Örneğin, Merkez Bankası’nın faizleri daha da artırıp artırmayacağı sorgulanıyor. Döviz kuru biraz kıpırdasa, Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahale edip etmeyeceği merak ediliyor. Kısacası, çalkantıların nedeni "yurt dışı kaynaklı" deniyor, çözüm Merkez Bankası’ndan bekleniyor. Merkez Bankası dışındakiler "bizim yapabileceğimiz bir şey yok" demek istiyorlarmış gibi bir tavır sergiliyorlar.
Merkez Bankası’nı içinde yaşanan çalkantılara çözüm bulabilecek tek merci olarak görmek çok büyük haksızlıktır. Ama, Merkez Bankası’nın da hem piyasalarda aktif olarak hem de entelektüel düzeyde yapabileceği şeyler vardır.
AÇIKLAMA BORCU
Bugün Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olduğu en önemli şey ekonomik ve siyasi konularda önünü görebilmektir. Yani, ekonomik birimler, yerlisi de yabancısı da, ekonomik ve siyasi aktörlerin oyun planları konusunda bir fikir sahibi olmak istemektedirler. Çünkü, her konuda belirsizlikler çok artmıştır. İyi ya da kötü, kimler ya da hangi kurumlar, hangi şartlarda, ne yapmak istemektedirler?
Bu alanda Merkez Bankası’nın yapabileceği hareketler vardır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, nisan ve mayıs ayına yönelik enflasyon rakamlarının arkasındaki dinamiklerin Merkez Bankası tarafından tutarlı bir biçimde irdelenmesidir. Konuya ayakkabı ve giysi fiyatları çerçevesinde bakmak piyasaları ikna için yeterli olamamaktan da öte, Merkez Bankası’nın söyleyecek fazla bir şeyi olmadığı izlenimi vermektedir.
Sorunu tespit edemeyen çözüm üretemez. Bu açıdan, Merkez Bankası’nın şaşırtıcı enflasyon rakamlarının hangi makro ekonomik dinamiklerin zamanında ve doğru olarak görülememesi nedeniyle şaşırtıcı gerçekleştiklerini anlatabilmesi gerekmektedir. Tutarlı ve inandırıcı bir açıklama getirilmeden, "enflasyon çıkıyorsa, biz de faizleri artırırız" tavrı durumu bir süre idare eder, ama para politikası konusundaki belirsizlikleri dağıtmaz. Yeni belirsizliklerin tohumu haline gelir.
Şu ana kadar, piyasalardaki çalkalanmaların başlamasından sonra yapılan iki Para Politikası Kurulu toplantılarından sonra böyle bir açıklama yapılmamıştır. Acilen yapılmalıdır. Çünkü, şu ana kadar yapılan bu konudaki açıklamalar yetersiz kalmışlardır. Aksi taktirde, "Merkez Bankası da neler olup bittiğini pek anlayamıyor" izlenimi daha da yaygınlaşacaktır. Bu anlamda, Merkez Bankası’nın piyasalara bir açıklama borcu vardır.
BİR IŞIK GEREKİYOR
Siyasi alanda da bazı yol haritalarının kamuoyu ile paylaşılması öngörülebilirlik açısından yardımcı olacaktır. Özellikle, Cumhurbaşkanlığı seçiminde geniş bir yelpazede uzlaşma arayışı, seçim olasılıkları ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin netleşmesi konuları gündemi işgal etmektedir.
Kafaların karışıp değişik bir ruh hali içinde olan ekonomik birimlerin önlerini görebilmeleri için şeffaflık ve hesap verilebilirlik bugün her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Ekonomide ya da siyasi alanda yol haritası iç açıcı olmayabilir. Ama, bir yol haritası ekonomik birimlerin önünü aydınlatacaktır. Piyasaların ışığa ihtiyacı vardır. Karanlıkta yol kazalarının olasılığı her zaman artar.