ENFLASYON hedeflemesi çok teknik bir konu. Konunun teknik tarafını bir kenara bıraksak da, enflasyon hedeflemesinin bir grup bilginin derlenip Merkez Bankası’nın bu bilgiler doğrultusunda hedeflenen enflasyona göre kendini konumlandırması gereği her halde çok fazla açıklamaya muhtaç değil.
Enflasyon hedeflemesi açısından, fiyat istatistikleri doğal olarak en önemli veri setlerinden biri. Bu konuda Türkiye’de fazla bir sorun olduğunu iddia etmek fazla anlamlı değil. Çeşitli ayrıntılarda fiyat istatistikleri var. Elbette, daha da ayrıntıya girilebilir.
TARIM VE HİZMETLER SEKTÖRÜ
Diğer ekonomik faaliyetlerdeki eğilimleri yeteri kadar sıklıkta ölçme konusunda ise veri eksikliğinden söz etmek mümkün. Aylık bazda sanayi üretim endeksi yayınlanıyor. Ama, Türkiye ekonomisinin ancak dörtte birinden azı sanayi sektöründen oluşuyor. Ekonominin yüzde 75’inden fazlası tarım ve hizmetler sektöründen oluşuyor. Üç ayda bir yayınlanan milli gelir istatistikleri dışında toplam ekonomik faaliyetlerin yüzde 75’i hakkında daha sık bilgi edinmek şimdilik çok mümkün değil. Bu durum düzelmeli.
Ekonomik faaliyetlerdeki eğilimler konusunda toplam ihracat ve toplam ithalat verileri ile bunların alt kalemleri sınırlı bilgiler içeriyor. Örneğin, tüketim malları ithalatının artması iç talepte bir artışa işaret edebilir. Ara malları ithalatının artması üretimin arttığına işaret eder. İhracatın belli mallarda artması o sektörlerdeki üretim artışının bir işareti olarak alınabilir. Bunların hepsi daha çok imalat sanayi konusunda bazı fikirler verse de, tarım ve hizmetler sektöründeki gelişmeler konusunda genellikle fazla bilgi alınamıyor.
İleriye dönük enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin en önemli belirleyicilerinden biri farklı sektörlerdeki ortalama nominal ücretlerdeki gelişmelerdir. Türkiye İstatistik Kurumu üç ayda bir imalat sanayinde ortalama nominal ücretleri, kazanç istatistiklerini yayınlamaktadır. Ama, enflasyon hedeflemesine soyunmuş bir merkez bankası açısından bu veriler yeterli olmaktan çok uzaktır.
Enflasyonun kalıcı bir biçimde belini kırmaya çalışmaya başlandığından bu yana çok sık olarak hizmetler sektöründeki fiyat katılıklarından söz edilmektedir. Hizmetler sektöründe ücretlerin nasıl bir eğilim içinde olduğu hakkında ise hiç kimsenin bir fikri yoktur. Hizmetler sektöründeki fiyat eğilimlerini kabul edilebilir bir veri seti ile tahmin edebilme kabiliyeti oldukça sınırlıdır. Bu fiyatlardaki geçmişe göre oluşabilecek farklı eğilimler herkes için "sürpriz" niteliğindedir.
YAPILABİLİR
Bu konular gündeme geldiğinde, Türkiye ekonomisinin çok büyük bir bölümünün kayıt dışında olmasının işleri zorlaştığı iddia edilir. Büyük ölçüde bu iddia doğrudur. Ama, bütün zorluklarına rağmen, üç ayda bir milli gelir istatistikleri üretilebiliyorsa, ekonomik faaliyetleri daha yakından takip etmeyi kolaylaştıracak verileri daha sık aralıklarla üretmek de herkesin acil gündeminde olmalıdır. Sorun, öncelikler ve kaynak sorunudur.
Kabul edilebilir güven aralığında veri toplayıp kullanıcıların amaçlarına uygun biçimlerde verileri toplulaştırmak kolay bir iş değildir. Ama, ekonomik istatistikler üreten kurumlarımız bu alanlarda çalışmalıdır. Aksi taktirde, itibarını ortaya koyarak enflasyon hedeflemesine soyunan bir merkez bankası açısından içinde yaşanan durum çok kısıtlı bir veri seti ile karanlıkta doğru yolu bulmaya çalışmaktan farksızdır.