KALICI ekonomik istikrar açısından kamu finansman dengesi en önemli parametrelerden biridir. Enflasyonu ne kadar düşürürsek düşürelim, kamu finansman yapısı önemini korumaya devam edecektir. Kamu finansmanındaki bozulma enflasyonu yeniden azdırabilecektir. Bu nedenle, kamu finansmanındaki iyileşmenin kalıcı olması önemlidir.
Kamu finansmanında harcamalar yönünde daha sık durulduğu halde, harcamaların finansmanı yönünde fazla durulmamaktadır.
Eskiden, borçlanma harcamaların finansmanı olarak görülürdü. Artık, IMF programlarıyla birlikte, harcamaların finansmanında gerçek gelirler (vergi gelirleri) göz önüne alınmaya başlandı. Doğru yaklaşım da budur.
Bakış açısı değişince, kamu harcamalarının finansmanı da zorlaşmaya başladı. Borçlanma gerçek gelirlerle yer değiştirmek zorunda kaldı. Doğrudan vergiler yoluyla gelir elde edemeyen devlet katma değer vergisi, akaryakıt tüketim vergisi ya da özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergiler yoluyla gelir elde etme çabasına girdi.
Bir başka deyişle, Türkiye’de vergi gelirleri yapısı gelirlerden değil, harcamalardan alınan vergi yapısında dönüştü. Benzin istasyonları vergi dairesi gibi çalışmaya başladı.
ÇARPITMA
Grafikten de açıkça görüldüğü gibi, 1994 yılında toplam vergi gelirleri içinde dolaylı ve doğrudan vergi gelirleri payları yarı yarıyken, 2005 yılında vergi gelirlerinin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşmaya başladı. Geliri üzerinden vergi vermekten kaçınan bir toplumdan harcamaları üzerinden vergi alınma çalışılmaktadır.
"Gelir, gelirdir" diyerek konuyu hafife alamayız. Aslında, harcamalar üzerinden alınan vergilerin artırılmasıyla, vergi kaçağı hem dolaylı hem de doğrudan vergilerde teşvik edilmektedir. Sattığını inkar eden tüccar gelirini de inkar etmek zorunda bırakılmaktadır.
Harcamalar üzerinden alınan dolaylı vergiler fiyat pazarlığının bir parçası haline getirilmektedir. Daha da önemlisi, dolaylı vergiler yoluyla ekonomideki göreli fiyat düzeyleri çarpıtılarak üretim, tüketim ve yatırım kararları çarpıtılmaktadır. Kıt kaynakların en verimli bir biçimde kullanılmaları engellenmektedir.
Önerilen şekliyle, 2007 yılı kamu sektörü dengesi yine dolaylı vergiler yoluyla dengelerin tutturulmaya çalışılacağını ima etmektedir.
Ayrıca, 2006 yılının doğrudan vergi gelirleri içinde bir defalık vergi gelirlerinin önemli bir yer tuttuğu hesaba katılırsa (milli gelirin yüzde 1’inden fazla), 2007 yılında dolaylı vergilerin önemi daha da iyi ortaya çıkmaktadır. Bu yıl toplanan bir defalık doğrudan vergiler nedeniyle gelecek yıl oluşacak vergi geliri kayıpları dolaylı vergiler yoluyla kapatılmaya çalışılacaktır.
GELİR REFORMU
Türkiye’de harcamalar yönünde esnekliğini kaybetmiş kamu sektörünün artan harcamalarının finansmanı için daha fazla gelire ihtiyacı vardır. Kamu finansman dengesinde son beş yıldır bu yolla iyileşme sağlanabilmiştir.
Bu yıl artan ortalama devlet borçlanması maliyeti ile beraber, artan maliyetleri finanse etmek için daha fazla gelire ihtiyaç vardır.
Yani, hem bu yılki bir defalık vergi gelirlerini karşılayacak hem de artan borçlanma maliyetlerini karşılayacak ek gelirlere ihtiyaç vardır. Bu gelirler için başvurulabilecek tek kaynak yine dolaylı vergiler gibi görünmektedir. Gelinen noktada, bu alanda da esneklik giderek azalmaktadır.
Bugüne kadar, sosyal güvenlik açıkları gibi harcamalara yönelik yapısal reformlar gündeme getirildi. Bu alanda başarı şansımız düşük görünüyor. Artık, devletin gelir yapısı alanında reformların konuşulması gerektiği de giderek önemli hale gelmektedir.