Kamu finansmanı zorlanıyor

BU yılın kamu finansman dengesi açısından zor bir yıl olacağı geçen yıldan belliydi. Geçen yılın tekrarı zordu. Zorlanma, yalnızca bu yılın seçim yılı olmasından kaynaklanmıyor. Geçen yılki parmak ısırtan performansın geçici olacağı biliniyordu.

Geçen yıl milli gelirin yüzde 1.5’inden fazla bir kereye mahsus gelirler söz konusuydu. Yılın ilk yarısında borçlanma maliyeti bugüne göre çok daha düşüktü. Harcamacı kamu kurumları üzerinde seçimlerin getirdiği baskı yoktu.

RİSK ARTIYOR

Bu yıl farklı bir ortamla karşı karşıyayız
. Seçmene en yakın durumda olan belediyeler doğal olarak gaza bastılar. TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) raporuna göre yerel yönetimlerin net mali değeri (mali varlıkları ile mali yükümlülükleri arasındaki fark) negatife dönmüş durumda. Yerel yönetimler diğer kamu kuruluşlarına (özellikle Hazine’ye) borçlarını ödemeyerek durumu idare etme çabasındalar. Borçlarının yarıdan fazlası da kısa vadeli denilebilecek borçlardan oluşuyor.

Her ne kadar gelecek aylar için planlanan harcamaların öne alınması olarak nitelendirilse de, bütçe harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre enflasyonun oldukça üzerinde artıyor.

Devlet gelirlerinde belli bir düşüş yaşanıyor. Düşüşün bir bölümü geçen yılki bir kereye mahsus gelirlerin bu yıl olmamasından kaynaklanıyor. Ama, bu olgunun da ötesinde, bu yıl, geçen yıllara göre daha fazla vergi kaybı olabilecektir.

Sonuçta, birçok etkenin bir araya gelmesiyle bu yıl kamu finansman dengesi geçen yıllara göre daha olumsuz olacaktır. Merkezi yönetim bütçesi açısından bu konuya yarın daha ayrıntılı bir biçimde döneceğim. Sorun, kamu finansman dengesinde yaşanan olumsuzluğun varacağı boyut ve bunun makro ekonomik dengeler üzerine etkileridir.

Kamu finansman dengesinin bozulmasının 2007 yılı makro ekonomik dengeler üzerine bir anda çok etkili olması beklenmeyebilir. Ama, 2008 yılı dengeleri kamu finansmanındaki bu yılki bozulmayla ciddi bir biçimde olumsuz etkilenebilir. Her şeyden önce, kamu finansmanındaki bozulma Merkez Bankası’nın kısa vadeli faiz oranlarını indirme olasılığını yakın dönemde sıfırlarken, faizlerin artma olasılığını dahi gündeme getirebilir. Bir başka açıdan, uluslararası sermaye akımlarına güvenerek kamu finansmanının gevşetilmesinin faturası ilerideki yıllarda ağır olabilir.

Enflasyonun hedeflenen doğrultuda düşmekte inat ettiği bir ortamda kamu finansman dengesinde gözlenen bozulma eğilimleri Merkez Bankası açısından çok önemli risk unsurlarından biridir. Önümüzdeki dönemde de risk unsurlarından biri olmaya devam edecek gibi görünmektedir.

BAHANE YARATIYORUZ

Kamu finansmanında gözlenen gelişmelerin ekonomide yeni çalkantıların habercisi olduğu yönünde yorumlanmamalıdır
. Olumsuz giden her şey yeni çalkantıların habercisi değil, kalıcı ekonomik istikrara giden yolda engellerdir. Türkiye ekonomisinin debelenmesinin nedenlerindendir.

Diğer yandan, ekonomideki bu çeşit zaaflar, uluslararası yatırımcılar açısından, belirsizliklerin arttığı dönemlerde bahane teşkil etmektedir. Nasıl ki, geçen yılki uluslararası çalkantılarda en büyük darbeyi yüksek cari işlemler açığı bahane edilerek Türkiye ekonomisi yemişse, bundan sonraki belirsizlik ortamında, yabancı yatırımcıların eline yüksek cari işlemler açığı ile beraber giderek kötüleşen kamu finansman dengesi bahane olarak verilecektir. Dikkat edilmesi gereken bir dönemden geçmekteyiz.
Yazarın Tüm Yazıları