Kalıp kalmamaya karar vermek istiyorlar

YABANCI yatırımcıların Türkiye ziyaretleri genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yoğunlaşır.

Bu kez, olağandan daha yoğun bir biçimde, küresel hareketlilikle mayıs ayının ortasından bu yana yabancı yatırımcılar Türkiye’ye akın etti. Ellerinde sayfalarca sorular var. Soruların yanıtları ise o denli kolay değil.

Geçenlerde Erdal Sağlam da bu konuya değindi. Yatırımcıların Türkiye’ye gelip sorularına yanıt aramalarının nedeni yeniden Türkiye’ye girmekten çok Türkiye’de kalıp kalmamaya karar vermeye yönelik olduğu düşüncesindeyim.

Yabancı yatırımcıların risk iştahı radikal bir biçimde değişti. Dört-beş yıldır Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardan uluslararası yatırımcılar çok büyük paralar kazandılar. Bu aşamada, daha çok para kazanmak yerine kazandıklarını korumak daha önemli hale geldi. Dolayısıyla, bizim gibi ülkelerin de kısa vadedeki hedefi finans piyasalarına yeni yabancı yatırımcılar çekmek değil, gelenlerin kalmasını sağlamak olmalı. Bu yaklaşım çok daha gerçekçi görünüyor. Ama, işimiz kolay değil.

EKONOMİK

Yabancı yatırımcılar ekonomik konularda sırasıyla soruyorlar.

1. Özellikle nisan ayında, sonra da mayıs ayında enflasyon neden şaşırtıcı çıktı?

2. Merkez Bankası buna ne diyor?

3. Merkez Bankası’nın faiz artırımı zamanlama ve büyüklük açısından doğru muydu? Yeni faiz artırımları gündeme gelebilir mi?

4. Yeni Merkez Bankası yönetimi güven veriyor mu?

5. Merkez Bankası hükümetten ne kadar bağımsız?

6.
Merkez Bankası gerçekten fiyat istikrarına odaklanmış görünüyor mu?

7. Merkez Bankası’nda kurumsallaşmanın düzeyi nedir? Yeni Başkan ile birlikte para politikasına bakış açısının değişmesi ne kadar olasıdır?

8. Cari işlemler açığını azaltmaya yönelik olarak hükümet ne gibi önlemler düşünmektedir?

9. Yeni bir kemer sıkma politikası (fiscal austerity) gündeme gelebilir mi?

10.
Kamu borç stoku faiz ve kur artışlarından nasıl etkilenir? Bu gelişmelerin bütçe üzerindeki etkileri neler olabilir?

11. Ekonomik büyümenin düşmesi hükümeti ne kadar rahatsız eder?

SİYASİ

Sonra siyasi konulara geçiyorlar.

12. Siyasi belirsizlikler ne kadar sürer?

13.
Yeni Cumhurbaşkanı bir uzlaşma ile seçilmezse, ne olur?

14. Yeni Genel Kurmay Başkanı’nın atanması siyasi bir soruna dönüşür mü?

15. Hükümet neden erken seçim istemiyor? Seçimin olası sonuçlarından mı çekiniyor?

16. Seçim havasına girildiğinde, Türkiye IMF programına ne kadar bağlı kalır?

17.
Avrupa Birliği ile ilişkilerin bu yıl sonunda koması olası mıdır?

18. Ekonomik istikrar için IMF mi yoksa AB mi daha önemlidir?

19.
Hükümet için IMF mi, AB mi daha önemli?

Sorular devam ediyor. Bunların hiçbirine "Türkiye’ye bir şey olmaz" diye cevap verilemiyor. Aynı şekilde, yatırımcılar, şimdiye kadar bu sorulara cevap olabilecek açıklamalara da pek değer vermiyorlarmış gibi bir izlenim veriyorlar. Galiba, sözden çok hareket ve bağlayıcılık bekleniyor. Özellikle siyasi konularda, hükümetten belli konularda kendisini bağlayacak adımlar atması bekleniyor.

Önümüzdeki bir buçuk yıl, seçimlerin zamanında yapılacağı varsayımıyla, yabancı yatırımcıların Türkiye’de kalıp kalmama arasında gidip geleceği bir dönem olacak gibi görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları