EKONOMİK büyüme küçümsenmeyecek boyutlarda olduğu halde işsizlik sorun olmaya devam ediyor. İstihdam artıyor, ama çalışma yaşına gelen insan sayısı daha da hızlı artıyor. Dolayısıyla, işsizlik sorun olmaya devam ediyor.
Türkiye’de işsizlik sorununun iki önemli boyutu vardır. Birincisi, demografik etkenlerden, yani nüfus yapısından kaynaklanıyor. İkincisi ise son yıllardaki ekonomik büyümenin büyük bir bölümünün istihdam yaratan büyüme olmayıp verimlilikten kaynaklanmasıdır.
KATILIM
İşgücü istatistiklerinin bilinen ve olağan sorunlarına girmeden, istihdam sorununun ana boyutlarını tartışmak gerekiyor. Çünkü, istihdamı artırmaya yönelik kısa vadeli klasik çözümler ekonomik istikrarı tehdit edebilecek boyutlarda olabilecektir. Halbuki, sorunun çözümü orta vadede aranmalıdır.
Türkiye’de yıllık ortalama nüfus artışı yavaşlamıştır. 1950-1970 arası yüzde 3’e yakın büyüyen nüfusumuz 1980 sonrasında ciddi bir yavaşlama eğilimine girmiştir. Son dönemde nüfusumuz yüzde 1.5 civarında büyümektedir.
Nüfus artışının yavaşlaması büyük ölçüde doğum oranının düşmesinden kaynaklanmıştır. Yani, yeni genç nüfusun artış hızı yavaşlamaktadır.
Nüfus istatistiklerinde 15 yaş ve yukarı nüfus, ‘istihdam edilebilir nüfus’ olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de nüfus artış hızı düşüyor olsa da, bu gruptaki nüfus artış hızı büyük ölçüde geçmişteki yüksek nüfus büyümesinin etkisi altındadır. Dolayısıyla, istihdam edilebilir nüfus artış hızı göreli olarak yüksek olmaya devam etmektedir. İstihdam istatistiklerinde bu gruptaki nüfus son yıllarda yüzde 2 civarında büyümektedir.
2001-2004 yılları arasında istihdam inişli çıkışlı bir seyir izlese de, ortalama 21.5 milyar insanın istihdam edildiğini görüyoruz. İstatistiklere göre, 2001 yılında istihdam edilenlerin sayısı 21.5 milyonken, 2004 yılında istihdam edilenlerin sayısı 21.9 milyon kişi oldu. Buna karşılık, 15 ve yukarı yaştaki nüfus aynı dönemde 47 milyondan 50 milyon kişiye ulaştı. Yani, istihdam edilebilir nüfus 3 milyon kişi artarken, istihdam edilenlerin sayısında fazla bir değişiklik olmadı.
2005 yılı ağustos ayında istihdam edilenlerin sayısının 22.8 milyon kişi, istihdam edilebilir nüfusun ise 51 milyon kişi olduğunu görüyoruz. İstihdam edilebilir nüfusun giderek daha az bir yüzdesi istihdam ediliyor. Ama, işsizlik oranı fazla değişmiyor. Çünkü, işsizlik oranı hesaplanırken istihdam edilen nüfus içinden iş aramayanlar (emek piyasasında olmayanlar) çıkarılıyor. Türkiye’de giderek emek piyasasında çıkışın hızlandığı gibi bir izlenim ediliyor. Bu olgu da ekonomik büyüme eğilimlerine göre dönemseldir.
İŞSİZLİK ORANI
Ekonomik durgunluk sırasında iş bulma olasılığının düştüğü anlayışıyla emek piyasasından çıkanlarda bir artış olması normal karşılanabilir. Ama, ekonomik büyümenin ciddi boyutlarda olması durumunda, iş bulma olasılığının arttığı beklentisiyle iş gücüne katılım artacaktır. Yani, istihdam belli bir ölçüde artsa dahi, emek piyasasına girişlerin hızlanmasıyla, işsizlik oranı yine fazla değişmeyebilecektir.
Demografik yapı işsizlik sorununun çözümünü güçleştirici yönde değişmektedir. Bu ortamda, soruna kısa vadede kalıcı çözümler bulmak zordur. Nüfus artışı yavaşladıkça, belli bir süre sonra 15 yaş altı nüfusun artış hızı da göreli olarak yavaşlayacaktır. Bu, temel eğitim gerektiren nüfusun da göreli olarak azalması anlamına gelmektedir. Bu açıdan da sevindirici bir gelişme söz konusudur.