NÜFUS sayımı metodolojisi değişince, nüfus istatistiklerimiz de radikal bir biçimde değişti. Nüfus istatistiklerinin değişmesi işgücü istatistiklerinde de benzer bir değişimi gerektirdi. Yeni işgücü verilerini eskileriyle karşılaştırmak zorlaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aylık bazda bir önceki ve bir sonraki ayları kapsayan üç aylık ortalamalar şeklinde işgücü istatistikleri yayınlıyor. Anket çalışmalarından bulduğu eğilimleri nüfus istatistiklerine dayandırarak istihdam ve işsizlik verilerine ulaşıyor. Nüfus bazı değişince, istihdam edilenlerin de, işsizlerin de sayısı değişti.
Yeni nüfus rakamlarına dayanan işgücü istatistikleri on iki ay geri götürüldü. Dolayısıyla, oransal istatistikler dışında, işgücü istatistiklerinin geçmiş yıllarla karşılaştırma olanağı kalmadı. TÜİK tarafından yapılan bu çeşit zorunlu güncellemeler genel eğilimleri izleyebilmek açısından en az dört-beş yıl geriye götürülebilmeli.
Eldeki verilerle mutlak değerleri kullanan gözlemler ancak son on iki ayı kapsayabilecek şekilde yapılabiliyor. Oransal istatistikler de ise bir değişiklik söz konusu değil.
KULLANILAMAYAN POTANSİYEL
2007 yılının son çeyreğinde, 2006 yılının son çeyreğine göre, Türkiye’nin kurumsal olmayan sivil nüfusunun yüzde 1.1 arttığı kabul ediliyor. Aynı kapsamdaki erkek nüfus yüzde 1 artarken, kadın nüfus yüzde 1.2 artıyor.
Çalışabilir nüfus olarak kabul edilen 15 yaş üzeri nüfus ise bu dönemde erkeklerde yüzde 1.4, kadınlarda ise 1.7 artıyor. Geçmişteki daha yüksek nüfus artışları şimdi çalışabilir nüfus artışının daha yüksek olmasını sağlıyor.
Çalışabilir nüfus hem erkeklerde, hem de kadınlarda yüzde 1.5 civarında arttığı halde, bu dönemde kendini işgücünde kabul eden erkek sayısı yüzde 0.07 artarken, kadın sayısı yüzde 4.8 düşüyor. Yani, çalışabilir yaşa geldikleri halde, daha az kadın kendini işgücünün bir parçası görüyor. İşgücü piyasasını terk ediyor.
2007 yılının son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre, erkeklerin istihdamı yüzde 0.8, kadınların istihdamı ise yüzde 4.5 düşüyor. Doğal olarak erkeklerde işsizlik 9.2’den yüzde 9.9’a yükselirken, kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11’den 10.7’ye geriledi. Erkeklerdeki işsizlik oranının göreli olarak az artması ve kadınlardaki işsizlik oranının azalmasındaki tek neden çalışma yaşındakilerin daha fazlasının kendini işgücünde görmemelerinden kaynaklanıyor. Nüfus artıyor, piyasa küçülüyor.
Çalışma yaşındaki hem erkek hem de kadın nüfus ortalama nüfus artışının üzerinde arttığı halde, işgücüne katılımda oransal bir azalma söz konusu. Grafikten de görüldüğü gibi, 2005 yılının ortasından bu yana erkeklerde (sol eksen), 2003 yılından bu yana kadınlarda (sağ eksen) işgücüne katılım oranı giderek düşüyor.
Bu rakamlarla, asıl sosyal sorunun işsizliğin de ötesinde, işgücüne katılımdaki düşme eğilimi ve düşüklük olduğu daha iyi anlaşılıyor. Geçen yılın son çeyreği itibariyle, çalışabilir yaştaki erkeklerin yüzde 64’ü, kadınların ise ancak yüzde 21’i istihdam ediliyor. Türkiye’nin en büyük potansiyelinin genç nüfus olduğunu düşünüyoruz, ama potansiyelin yarısını bile kullanamıyoruz.