İngiliz Merkez Bankası da mektup yazıyor

ON yıl önce İngiliz Merkez Bankası (Bank of England) para politikasının oluşturulmasında ve uygulanmasında bağımsızlığa kavuştu. On yıldır para politikası Majesteleri’nin Hazine’sine danışılmadan bağımsızca oluşturulup uygulanıyor.

Bank of England dünyadaki en eski merkez bankalarından biridir. Ama, göreli bağımsızlığa kavuşması gelişmiş ülkeler içinde en geç gerçekleşenlerden de biridir. Ana amacı fiyat istikrarıdır. Enflasyonun yıllık yüzde 2 civarında oluşmasına çalışmaktadır.

RÜZGARGÜLÜ

Geçen ay İngiltere’de enflasyon yüzde 3’ün üzerine çıktı
. Kurallara göre, enflasyon yüzde 2’den bir puan saptığında, aynı bizde olduğu gibi, Bank of England Başkanı hükümete bir mektup yazıp nedenlerini ve olası çözümleri anlatmak durumunda.

Bank of England Başkanı Mervyn King Banka’nın tarihinde ilk kez böyle bir mektup kaleme aldı. Maliye Bakanı’na gönderdi. Bu, Bank of England için utanç verici bir durumdu. On yıllık başarılı bir geçmişten sonra, çuvalladılar.

Özetle, King’in mektubu, olması gerektiği gibi, çuvaldızı kendine batıran cinstendi. İngiliz Merkez Bankası ekonomik genişlemenin olduğundan daha yavaş olduğunu tahmin etmişti. Enflasyonun nedenleri konusunda yanlış önyargılara saplanmıştı. Kısacası, Bank of England enflasyonist baskıları yeterince önce, yeterince doğru okuyamamıştı.

Bunun faturası daha yüksek kısa vadeli reel faizlerdi. Öyle de oldu. Bank of England kısa vadeli faizleri geçenlerde yüzde 5.25’den yüzde 5.5’e çıkardı.

Mervyn King gelinen nokta konusunda Financial Times gazetesine verdiği mülakatta ilginç bir benzetmeye yer veriyor. İngiltere Merkez Bankası kurulduğunda, binanın tepesine 1805 yılında bir rüzgargülü koyuyorlar. İngiltere’de merkez bankacılar rüzgar gülüne bakarak para politikasına karar veriyorlar!

Rüzgar doğu istikametinden esiyorsa, gemiler nehirden geçerek Londra’ya gelecek ve ticaret canlanacaktır. O halde, artan ticaret paralelinde para arzını artırmak gerekecektir. Rüzgar doğudan estiğinde "bas parayı, sal piyasaya" yaklaşımı enflasyonist olmamaktadır.

Rüzgar batı istikametinden esiyorsa, gemilerin Londra’ya gelme olasılığı yoktur. Ticaretin canlanması söz konusu değildir. Ticaret durgun olacağından yeni paraya ihtiyaç yoktur. O halde, yeni para basılıp piyasaya sürülmemelidir. Aksine, piyasaya sürülmüş paranın birazı da geri çekilmelidir.

Bu hoş benzetme para politikasının çok önemli ilkelerinden birine işaret etmektir: para basılıp piyasaya sürülebilir, ama ancak para talebi de aynı paralelde artıyorsa. O halde, para talebinin ne olduğunu tahmin etmek fiyat istikrarını gözeten bir para politikası için hayati önemdedir.

FATURA

Son yıllarda para arzı
, İngiltere’de olduğu gibi, dünyanın belli başlı tüm ülkelerinde ve gelişmekte olan ülkelerde de çok hızlı arttı. Ekonomik büyümeye paralel para talebinin de arttığı inancıyla para arzı artışlarına izin verildi. Ama, yapılan tahminler tutmadı. Dünyanın birçok yöresinde enflasyonist baskılar arttı. Bugün her yerde enflasyon olasılığı konuşuluyor. Para politikası sıkılaştırılıyor.

Artan enflasyon korkusu merkez bankalarını çok daha tutucu hale getiriyor. Örneğin, İngiltere, Avrupa’nın en yüksek faizlerinden birine sahip olduğu halde, faizleri daha da artırmaktan çekinmiyor. Amerika faizlerin indirilmesi için bazı bahaneleri olduğu halde, faizleri indirmekten çekiniyor. Hatta, faizlerin daha artabileceğini dahi ima ediyorlar.

Gelinen noktada, merkez bankalarının ekonomik şartları yanlış okumalarının faturası, er ya da geç, ekonomik büyümeye çıkacaktır. Son altı yılın yüksek ekonomik büyümesi belli ölçülerde yavaşlayacaktır. Umulan, uyumun yumuşak olmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları