TÜRKİYE ekonomisi 2002 yılından bu yana artan bir hızda cari işlemler açığı veriyor.
"Finanse edildikçe sorun yoktur" anlayışıyla gidişat seyrediliyor. Ama, son dönemde, cari işlemler açığındaki gelişmeler yurt içinde ve dışında ekonomik birimleri daha fazla rahatsız etmeye başladı.
Geçmişe göre, Türkiye ekonomisinin cari işlemler açığı verebilme kapasitesi arttı. 1980’li ve 1990’lı yıllarda cari işlemler açığı milli gelirin yüzde 4’ünü geçtiğinde, kriz beklentileri yeşerip kriz olurdu. Şimdi, bu oran yüzde 7’ye yaklaştı. Bir sorun yokmuş gibi görünüyor. Çünkü, ekonominin açık verebilme kapasitesi arttı. Cari işlemler açığının finansmanı en azından şimdilik daha kaliteli olma yoluna girdi.
Sorun, artan cari işlemler açığını finanse etme kapasitesini tam olarak ya da tama yakın kullanma eğiliminden kaynaklanmaktadır. Aksi taktirde, borçlanma kapasitesinin altında cari işlemler açığı vermek orta dönemli ekonomik stratejinin önemli bir parçası olmalıdır. Finans piyasalarını çok kredi kullananlardan çok, limitlerine yakın kredi kullananlar rahatsız eder.
DIŞ AÇIK
Bu yılın ilk üç ayında cari işlemler açığı 8.6 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı döneminde açık 6.2 milyar dolardı.Dolayısıyla, artış 2.4 milyar dolar oldu.
Türkiye’de cari işlemler dengesinin en önemli parçalarından dış ticaret dengesi geleneksel olarak açık verir. Hizmetler dengesi (yatırım gelir-gider dengesiyle cari transferler dahil) ise daima fazla verir. Cari işlemler açığının artması, genellikle dış ticaret açığının artış eğilimine girip hizmetler dengesinde artan dış ticaret açığını kapatacak kadar fazlanın artmamasından kaynaklanır. Bazen de, hizmetler dengesindeki fazlanın düşmesi cari işlemler açığını artıran bir etken olur.
Yılın ilk üç ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemindeki 6.2 milyar dolardan 8.7 milyar dolara çıktı. Dış ticaret açığındaki artış 2.5 milyar dolar oldu. Hizmetler dengesindeki fazla ise 82 milyon dolar oldu. Geçen yıl hizmetler sektöründeki fazla 40 milyon dolar civarındaydı. Dolayısıyla, cari işlemler açığındaki artışın tümünün dış ticaret dengesindeki artıştan kaynaklandığı söylenebilir. Yılın ilerleyen aylarında turizm gelirlerinin artmasıyla hizmetler dengesindeki fazla da artacaktır.
Cari işlemler açığı 2.4 milyar dolar artıp 8.6 milyar olurken, ülkeye giren yabancı kaynaklar (finans hesabı) geçen yıla göre 6.6 milyar dolar artarak 16.5 milyar dolar oldu. Gelen dış kaynakların yaklaşık yarısı cari işlemler açığının finansmanında kullanıldı, diğer yarısı ise döviz rezervlerimizi artıran etken oldu. Bu yılın ilk üç ayında döviz rezervlerimizdeki artış 8.9 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı döneminde döviz rezervlerimiz 4.3 milyar dolar artmıştı.
DIŞ KAYNAK RİSKİ
Bugünkü makro ekonomik dengeleri muhafaza etmek için döviz rezervlerindeki artışın belli bir düzeyde devam etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ekonominin cari işlemler açığı finansmanının üzerinde yabancı kaynak girişine ihtiyacı vardır. Kısacası, yabancı kaynak girişinde geçmişteki eğilimlerin devam etmesi gerekmektedir.
Bu şartlarda, cari işlemler dengesinde büyüyen açığın sıkça sorgulanması ekonominin dış kaynak çekebilme kapasitesine bir sınırlama getirme riski giderek artmaktadır. "Böyle gitmez" beklentisinin yaygınlaşması yeterli dış kaynak çekebilme açısından büyük bir risk oluşturmaktadır.