ULUSLARARASI sermaye hareketlerini serbest bırakmış gelişmekte olan ülkelerin makro ekonomi politikalarındaki en büyük zorluk olumlu ya da olumsuz dışsal şoklarla mücadele etmektir. Mal ve hizmet piyasalarındaki denge ile mali piyasalardaki denge birbirleriyle uyumlu olmayan farklı dinamiklerden oluşabilmektedir.
Sonuçta, mali piyasalardaki dengenin oluşturduğu fiyatlarla mal ve hizmet sektöründe sürdürülebilir bir dengenin oluşması zorlaşabilmektedir. Türkiye gibi ülkeler bu gerçeği çok sık yaşamaktadırlar.
REJİM TARTIŞMASI
Kriz dönemlerinde de, uluslararası sermaye akımlarının gelişmekte olan ülkelere olumlu baktığı dönemlerde de, döviz kurları uluslararası sermaye akımlarının yönüne göre oluşmaktadır. Uluslararası sermayenin ülkeden çıktığı dönemlerde döviz kurları artmakta, ülke parası çok hızlı bir biçimde değer kaybetmektedir. İç dengelerden bağımsız olarak faizler artmaktadır. Aksi durumda, uluslararası sermayenin gelişmekte olan ülkelere bolca geldiği dönemlerde, döviz kurları düşmekte, ülke parası hızla değer kazanmaktadır. Bu kez de faizler düşüş eğilimine girmektedirler.
Uluslararası sermaye akımlarının yönüne göre ülke parasının değer yitirmesi ya da değer kazanması mal ve hizmet üreten sektörlere farklı kanallardan farklı etkiler yapmaktadır.
Uluslararası sermayenin çıktığı dönemlerde, ülke parasının değer kaybetmesi, mal ve hizmetlerin uluslararası rekabet gücünü artırırken, faizlerin artışına paralel olarak ülkedeki kredi piyasasını ve iç talebi daraltmaktadır. Buna karşılık, uluslararası sermayenin geldiği dönemlerde ülke parasının değerlenmesiyle üretimin uluslararası rekabet gücü azalırken, faizlerdeki düşüş eğilimiyle beraber kredi piyasası genişlemekte ve iç talep artmaktadır.
Uluslararası sermayenin çıktığı dönemlerde daralan iç taleple mücadele mümkün olduğunca yurt dışına yönelik mal ve hizmet üretme yoluyla yapılabilmektedir. Buna karşılık, uluslararası sermayenin girdiği dönelerde reel sektör açısından iç pazar giderek daha cazip hale gelmektedir.
Sermaye hareketlerinin sıkça yön değiştirdiği bir konjonktürde döviz kurlarındaki oynaklık ve oynaklığın mal ve hizmetler sektöründeki yansımaları döviz kuru rejimini gündeme getirmektedir. Dalgalı kur sistemi gerçekten sürdürülebilir ekonomik büyümenin yakalanabilmesi için iyi bir kur seçimi midir? Dalgalı kur rejimi gerçekten uluslararası sermaye akımlarının düzenlenmesine yardımcı olmakta mıdır?
PARA POLİTİKASI
Dalgalı kur rejimi altında uluslararası sermaye akımlarının serbest olduğu gelişmekte olan ülkelerdeki iki farklı ve birbiriyle çelişebilen dengeler (mali piyasalarda ve reel sektörde) zamanla merkez bankalarının döviz piyasasına doğrudan ya da dolaylı müdahale etmesi gerektiğini de yaratmaktadır. Merkez bankalarına görev çıkmaktadır.
Adına dalgalı kur rejimi dense de, sermaye hareketlerinin yönüne göre mali piyasalarda oluşan dengenin yerine ve hızına yönelik olarak merkez bankalarının döviz kurlarına müdahalesi kaçınılmaz olarak söz konusu olmaktadır.
İşin içine merkez bankalarının girmesi para politikasının gözlerini nereye dikmesi konusunu da gündeme getirmektedir. Merkez bankaları fiyat istikrarını mı yoksa döviz kurlarında mali piyasalardaki dengenin reel sektörde sürdürülebilir büyümeyi engellemeyeceği bir düzeyi mi hedeflemelidir? Konjonktüre bağlı olarak bu iki hedef de bir ölçüde gözetilebilir, ama çoğu zaman merkez bankaları açısından bu iki hedef birbirleriyle çelişki içinde olabilir. Devam edeceğim.