TÜRKİYE ekonomisi geleneksel olarak dış ticaret açığı verip hizmetler dengesindeki (cari transferler ve net yatırım gelirleri dahil) fazla ile cari işlemler dengesini makul düzeylerde tutan bir ekonomidir.
2000’li yıllarda bu gelenek keskin bir biçimde bozulma eğilimine girmiştir. Dış ticaret açığındaki büyüme hizmetler dengesindeki fazla ile dengelenemeyecek boyutlarda artmıştır. Diğer taraftan, hizmetler dengesindeki fazla da erime eğilimine girmiştir.
BOZULMALAR
Hizmetler dengesinin üç ana kalemi vardır: turizm, müteahhitlik gibi mal değil de, hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki fark, yurt içindekilerin yurt dışındaki yatırımlarından elde ettikleri gelirlerle yurt dışındakilerin Türkiye’deki yatırımlarından elde ettikleri gelirler arasındaki fark (yatırım gelirleri dengesi) ve işçi dövizleri gibi cari transferlerden elde edilen net gelirler.
Hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki fark zaman içinde dalgalı bir eğilim göstermektedir. Dalgalanma çoğunlukla turizm gelirindeki dalgalanmadan kaynaklanmaktadır. Örneğin, geçen yılın ilk on ayında turizm gelirleri 14 milyar doları geçmişken bu yılın aynı döneminde 13 milyar doların altında kalmıştır.
Hizmetler dengesinin göreli olarak önemli kalemlerinden net navlun gelirleri hızla düşme eğilimindedir. Net navlun gelirleri 2002 yılına kadar artıdayken, Türkiye navlun hizmetleri dengesinde açık vermeye başlamıştır. Açık, 2005 yılında 1.5 milyar dolara ulaşmış ve bu yılın ilk on ayında 1.2 milyar dolar olmuştur.
Müteahhitlik hizmet gelirleri de 1990’lı yıllara göre düşmüştür. 1998 yılında 2.3 milyar dolara kadar yükselen müteahhitlik gelirleri 2005 yılında 874 milyon dolara gerilemiş, bu yılın ilk on ayında 732 milyon dolar olmuştur.
Yatırım gelirleri dengesi hızla Türkiye ekonomisi aleyhine bozulmaktadır. Bu kalemde yurt dışından kazanılan faiz gelirleriyle, yurt dışına ödenen faizler ağırlıktadır. Yatırım dengesindeki açık 1980’li yıllarda yılda ortalama 2 milyar doların altındayken, 1990’lı yıllarda yılda ortalama 3 milyar doların altında kalmış, 2000’li yıllarda ise yılda ortalama 5.3 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu yılın ilk on ayında yatırım gelirlerindeki açık 5 milyar dolar olmuştur.
Cari transferler kalemindeki en önemli gelir kalemi işçi dövizleridir. Türkiye’nin işçi dövizleri gelirleri yurt dışında çalışan vatandaşların demografik yapısı değiştikçe 1990’lara kadar devam eden önemini kaybetmiştir. 1980’lerde işçi dövizleri girişi yılda ortalama 2 milyar dolarken, 1990’larda 3.6 milyar dolar olmuştu. 2000’lerd ise işçi dövizleri girişi yeniden 2 milyar doların altına düşmüş ve bu yılın ilk on ayında 900 milyon dolar civarında gerçekleşmiştir.
Özellikle 2002 yılından bu yana, dış ticaret dengesi hızla bozulurken, cari işlemler dengesinin diğer önemli alt kalemi olan hizmet dengesindeki (cari transferler ve yatırım gelirleri dahil) geleneksel fazla da bozulma eğilimine girmiştir. Geçmişte gelinen azami büyüklüklerle karşılaştırıldığında; 2005 yılında müteahhitlik gelirlerinin 2.3 milyar dolardan 900 milyon dolara düştüğünü; net navlun gelirleri dengesinin 700 milyon dolar fazla verirken, 1.5 milyar dolar açık verdiğini; yatırım gelirleri dengesindeki açığın 5.5 milyar dolar dayandığını; ve cari transferlerdeki dengedeki fazlanın ise 5.5 milyar dolardan 1.5 milyar dolara düştüğünü görüyoruz.
Kısacası, cari işlemler dengesindeki sorunumuzu yalnızca dış ticaret dengesine yoğunlaştırmak sorunun ancak bir bölümüne odaklanmak olmaktadır.