Hindistan ekonomisi yıldızlaşma yolunda

1970’li yılların sonuna doğru Asya’nın göreli olarak küçük olan ekonomileri yıldızlaşmaya başlamıştı. Tayvan, Güney Kore, Singapur, Malezya, Endonezya ve Tayland gibi ülkeler ‘Asla Kaplanları’ olarak nitelendirilmişti. 1997 yılı ortalarında patlayan Asya Krizi ile bu ülkeler çok ciddi darbe aldılar. Şimdi, yeniden toparlanıyorlar.

1990’lı yıllarda Çin ekonomisi konuşulmaya başlandı. Bir milyarın üzerindeki nüfusuyla her yıl yüzde 10’a yakın büyüyen Çin herkesin dikkatini çekmeye başladı. Çin’de üretilen malların dünya pazarlarını istila etmesi birçok ülke için önemli bir tehdit oluşturmaya başladı. Açıkçası, dünya, Çin ile ekonomik alanda nasıl mücadele edebileceğini henüz bilmiyor.

İŞGÜCÜ ESNEKLİĞİ

Çin konuşulmaya devam ederken, bir başka büyük Asya ülkesi, Hindistan yıldızlaşmaya başlıyor
. Hindistan’daki ekonomik gelişmeler diğer ülkeler için henüz bir tehdit aşamasına gelmiş değil. Aksine, Hindistan birçok gelişmiş ülke açısından bir fırsat olarak görülüyor. Ama, ileride bu da değişebilir. Benzer bir süreç Çin’de de yaşanmıştı.

İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik kalkınma modelleri oluşturulurken Hindistan model ülkelerden biriydi. ‘Kalkınma İktisadı’ kurucularının ellerindeki en büyük örneklerden biri Hindistan ekonomisi olmuştu. O dönemin ‘ithalatı kısıtla, içeride üretimi teşvik et’ sloganıyla Hindistan’da korkunç bir ekonomik bürokrasi yaratıldı. Son otuz yıldır, 1940’lı yıllarda yaratılan ekonomik kontrol mekanizmasının gevşetilmesi yeterince becerilemiyor. Katı bir sistemi yumuşatmak kolay olmuyor.

Yakın bir gelecekte Çin’in nüfusunu da geçmesi beklenen Hindistan çalışanların haklarını koruma adına son derece katı bir sistem oluşturmuş. ‘1948 Fabrika Yasası’ yoluyla sanayi sektöründe işçi çıkarmayı neredeyse olanaksız hale getirmiş. Dolayısıyla, 1980’li yıllar sonrasında artan sermaye akımları ortamında, Hindistan, sanayi sektörüne diğer Asya ülkelerine ve büyüklüğüne göre ciddi boyutlarda yabancı sabit sermaye yatırımı çekemiyor. Ama, hizmetler sektörüne çok ciddi yabancı sermaye çekebiliyor. Çünkü, doğru dürüst hizmetler sektörünün olmadığı dönemde, 1948 yılında çıkarılan ‘Fabrika yasası’ hizmetler sektörünü kapsamıyor. Dolayısıyla, ekonominin dinamizmi şimdilik hizmetler sektöründen geliyor.

Bilgisayar hizmetleri sektöründe Hindistan’ın yıllık cirosu bu yıl 40 milyar dolar ı geçmiş durumda. Döviz rezervleri iki yılda iki misli arttı ve 140 milyar doları geçti. Firma karları yılda yüzde 25 civarında artıyor. Ekonomik büyüme yüzde 10’a yaklaşma eğiliminde. Enflasyon yüzde 4’ün altına düşerken, nominal faizler de yüzde 5 civarında dolaşıyor. Bütçe açığı milli gelirlerinin yüzde 4’üne düştü.

ÜCRET FARKLARI

Son beş yılda gerçekleştirdikleri ekonomideki yapısal reformlar bugün Hindistan’da ekonomik büyümenin arkasındaki en büyük nedenlerden biri
. 1948 Fabrika Yasası’nı yumuşattıklarında, Hindistan’da sanayi sektörü de patlayacaktır. O taktirde, Asya ekonomileri içinde parmakla gösterilecek ülkelerden biri Hindistan olabilecektir. Çin’den sonra, Hindistan da dünya ekonomileri için baş ağrısı olamaya başlayacaktır.

Hindistan ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmelerin arkasında elbette uluslararası piyasalarda yaşanan iyimserliğin önemli bir payı var. Ama, yapısal reformlar yoluyla ekonomisinin önünü açan ülkelerin başında Hindistan geliyor. Hindistan ekonomisinin de uyanmasıyla önümüzdeki dönemde Asya ekonomileri ve bu ekonomilerin diğer ülkeler ekonomileri üzerinde oluşturacakları tehditler çok konuşulacaktır.

Sınırların kalktığı küreselleşme sürecinde Asya ile dünyanın diğer taraflarındaki ücret farklılıklarının zaman içinde azalması kaçınılmaz olacak gibi görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları