FAİZLER yarım puan artsa, döviz kurları biraz kıpırdasa, hemen ‘ne oluyor?’ sorusu soruluyor.
Kimileri ‘bu nerede durur?’ diye meraklanıyor, kimileri de ‘bu bir düzeltme mi?’ diye umutlanıyor. Geçmişten gelen deneyimlerle, ekonomik birimlerin sinirleri çok çabuk bozuluyor. Beklentiler çok çabuk revize ediliyor.
Halbuki, son günlerde, faizlerin biraz artması, kurların biraz kıpırdaması, Borsa’nın şişkinliğinin alınması beklenen gelişmelerdi. 3 Ekim’den önce Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı beklentisi ve 3 Ekim’den hemen sonra, kararın beklendiği yönde çıkmasıyla kurlar ve faizler düşmüş, Borsa yeni rekorlar kırmıştı. Beklentilerin gerçekleşmesi ile mali piyasaların yerine oturması normaldi. Şimdi, normal olan gerçekleşiyor. Yılın sonuna doğru mali piyasalarda oynaklıklar artacaktır.
ERKEN HAREKET
Daha önce hesaba katılmayan gelişme yabancı yatırımcıların tüm yıl boyunca gelişmekte olan piyasalardan elde ettikleri karların üzerine çok çabuk yatmak istemeleri olmuştur. Genellikle, yabancı yatırımcılar yıl sonuna doğru elde ettikleri karları likide ederek bilançolarını sağlama almaya çalışırlar. Piyasa dilinde buna ‘pozisyonları kapatmak’ deniyor. Yani, yıl sonuna doğru riskleri asgariye indirip karların üzerine yatmakla bilançolar sağlama alınıyor. Bir sonraki yıl yeni bir oyun başlıyor.
Mali piyasaların bu hareketi kasım ayı sonuna doğru başlardı. Bu yıl daha erken başlamış gibi görünüyor. Pozisyonların erken kapatılmasının arkasında bir kaç neden var. Birincisi, lafı dinlenen kuruluşlar gelişmekte olan ülkelerin uzun süredir karşı karşıya oldukları riskleri çok daha fazla vurgulamaya başladılar. Petrol fiyatlarının yüksekliği ve dolar faizinin artıyor olması elbette gelişmekte olan bazı ülkeler için küçümsenmeyecek bir risktir. Ama, bu risk üç ay evvel de vardı. Şimdi, daha çok vurgulanır oldu.
Amerika’da faiz artırımlarının belli bir süre mola alacağı düşünülüyordu. Bu beklentinin çok gerçekçi olmadığı düşünülmeye başlandı. Avrupa’nın büyük ülkelerinde siyasi ortam sorunların çözümünü giderek güçleştirecek bir hale gelme eğilimi gösteriyor. Kısacası, çoğu bilinen sorunlar yatırımcıları bu yıl daha erken davranmaya itmiş gibi görünüyor. Dolayısıyla, yıl sonu hareketlenme bu yıl geçmişe göre daha erken başladı.
ÇAPAYA DİKKAT
Mali piyasalarda yaşanan gelişmeler Türkiye’ye özgü değil. Neredeyse tüm gelişmekte olan piyasalardan yabancı yatırımcılar belli bir ölçüde çıkmaya başladılar. O kadar ki, Brezilya’nın kredi notunun artırılmasından hemen sonra Brezilya piyasası da beklenen tepkiyi veremedi. Türkiye’deki gibi, yabancılar sattı, yerliler aldı.
Bu çeşit dönemsel gelişmelerin önüne geçmek mümkün değildir. Mümkün olan, ülkemize özgü yeni riskler yaratmamaktır. Teknik olarak, yabancı yatırımcılar gelişmekte olan piyasalara olan riskleri azaltmaya karar verdiklerinde, Türkiye’den de çıkacaklardır. Türkiye için kısa dönemde önemli olan yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan yatırımlarının ağırlığını azaltmamaları, hatta artırmalarıdır.
Bu açıdan, yabancı yatırımcıların gözlerinin üzerinde olduğu çapaların taramamasına dikkat etmeliyiz. IMF ile mutabakata varılan programın aksamadan uygulanması bu aşamada en önemli çapa olmaya devam etmektedir. Çapa sağlam olduğu sürece, gelen ters rüzgarlar gelip geçici olacaktır.