MİLLİ gelir istatistiklerine harcamalar yönünden bakmak yeni dengelere uyumun kamu ve özel sektör üzerindeki yükünü anlamak açısından da faydalar sağlıyor.
Toplam üretim, tanım gereği, ölçme hatalarının dışında, stok değişmeleri dahil toplam harcamalara eşit olması gerekiyor.
Türkiye birçok istikrar programı yaptı ve uygulamaya çalıştı. 1980 ve 2001 yıllarında uygulamaya konan istikrar programları hem özel sektörün hem de kamu sektörünün beraberce uyum gösterdiği programlardı. 1980 programında kamu bir süre sonra uyum göstermekten vazgeçti. Kalıcı istikrar da hiçbir zaman oluşturulamadı.
2001 programı da kamunun özel sektör kadar uyum sağlamaya çalıştığı programlardandır. O nedenle de, şimdiye kadar 2001 yılında uygulamaya konan program belli bir başarı elde etti. Programın bundan sonraki başarısı kamunun uyum içinde kalıp kalmayacağı ile yakından ilgilidir.
Diğer bütün ‘istikrar programı’ adı verilen uygulamalarda özel sektör uyum göstermiştir. Kamu sektörü bildiğini okumuştur.
PARALELLİK VARDI
2001 yılı ile birlikte ekonominin yarattığı toplam net tasarrufların artması zorunlu hale geldi. Hem kamu hem de özel sektör hem tüketimlerini hem de yatırımlarını azaltmak zorundaydılar. Öyle de yaptılar.
Örneğin, özel sektör tüketim harcamalarını 2001 yılında reel olarak yüzde 9.2 azaltırken, kamu sektörü artan faiz harcamalarına rağmen tüketim harcamalarını yüzde 8.5 azaltmayı başardı. Aynı şekilde, kamu sektörü yatırımlarını reel olarak yüzde 35 kısarken, özel sektördeki yatırımlar yüzde 22 düştü.
Kamu yatırımlarının 2004 yılında geldiği düzey reel olarak 2000 yılında geldiği düzeyin yüzde 71’i kadardır. Benzer şekilde, 2004 yılındaki kamu tüketimi 2000 yılındaki düzeyinin yüzde 95’i düzeyinde oldu. Bu süreçte kamu sektörü gerçekten kemerleri sıktı.
2001 yılından sonra gözlenen iç talep büyümesi çoğunlukla özel sektördeki talep artışından kaynaklandı. 2001 yılından 2004 yılı sonuna kadar reel olarak özel sektör tüketimi toplam yüzde 20 artarken, özel sektör yatırımları yüzde 66 arttı.
PARALELLİK BOZULUYOR
2005 yılında büyümenin yavaşladığı biliniyor. Hem özel hem de kamu sektörünün tüketimi yüzde 4 civarında artıyor. Yatırımlarda ise özel sektör ile kamu sektörü arasındaki paralellik giderek kayboluyor.Özel sektör yatırımlarındaki artış yüzde 60’lardan yüzde 15’lere gerilerken, kamu yatırımlarında çok belirgin bir artış gözleniyor. Grafikten de görüleceği gibi, özel ve kamu sektörleri arasındaki paralelliğin kaybı geçen yılın ortalarından beri gerçekleşiyor.
Son yayınlanan milli gelir istatistiklerine göre, kamu sektöründeki yılın ilk yarısındaki artış geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32.5 oldu. Aynı oran özel sektörde 11’in altındaydı. Toplam yatırımlar içinde kamu sektörünün yatırımları artmaya başladı.
Cari işlemler açığının giderek arttığı bir dönemde bu eğilimin devam etmesi ekonomik uyumun yine özel sektörün üzerine yıkılmasıyla sonuçlanabilir. Eğilimin devamı halinde ekonomik istikrarın kalıcılığı risk altına girmiş olur.