EKONOMİNİN tümündeki ortalama eğilimleri hesaba katarak bir fiyat endeksi oluşturuluyor. O endeksteki yüzde değişmeler ekonomideki ortalama fiyat artışlarını veriyor.
Ortalama fiyat endeksinin içine birçok mal ve hizmet giriyor. Bazılarımız fiyat endeksi içine giren malları hiç kullanmıyoruz. Bazılarımız ise, endeks içine giren bazı malları ekonomideki ortalama kullanımın ya çok üzerinde ya da çok altında kullanıyoruz. Dolayısıyla, bizim davranışlarımız ortalamadan ne denli sapıyorsa, yayınlanan fiyat istatistikleri de bizim yüz yüze geldiğimiz fiyatların ortalamalarından o denli sapacaktır.
Her ekonomik birim ya da grup için ayrı fiyat endeksleri üretip ekonomik kararları bireyler düzeyinde vermek elbette olanaksız. "Hangi fiyat endeksi?" ya da "hangi enflasyon?" sorusunun çok daha anlamlı olduğu alan fiyat istikrarının tanımında karşımıza çıkıyor.
TEMEL ENFLASYON
Fiyat istikrarı önceden belirlenen bir fiyat endeksinin zaman içinde yıllık yüzde 2 civarında artması olarak tanımlanabilir. Bu tanımda kullanılan genel kabul görmüş fiyat endeksi tüketici fiyatları endeksidir. Çünkü, toplumun tüm kesimlerinin yüz yüze geldiği fiyatlar tüketici fiyatlarıdır.
Para otoriteleri "fiyat istikrarı" kavramı içinde ortalama tüketici fiyatlarının yalnızca bir yılda yüzde 2 civarında artmasını değil, uzun bir dönem içinde yüzde 2 civarında artmasını hedeflerler. Dolayısıyla, yalnızca bir yılda enflasyonun yüzde 2 olması fiyat istikrarının oluştuğu anlamına gelmez. Aynı, şekilde, yıllardır yüzde 2 civarında giden enflasyonun her hangi bir yılda yüzde 3’e fırlaması fiyat istikrarının bozulduğu anlamına gelmez.
Bir yıldan daha uzun bir zaman aralığında fiyat gelişmelerinin fiyat istikrarı ile uyumlu gidip gitmediğini anlayabilmek için fiyatları makro ekonomik dengelerin dışında değişebilen bazı malların fiyatları dışarıda bırakılarak hazırlanan başka fiyat endeksleri enflasyondaki temel eğilimleri daha iyi yansıtabilir.
Kabul görmüş yaklaşıma göre, enerji ve gıda fiyatlarının oynak olmasından yola çıkarak bu malları dışarıda bırakan bir endekse "temel fiyat endeksi" deniyor. Bizde de, Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay yayınladığı tüketici fiyat endeksinin bir alt kalemi olan (H) endeksi Merkez Bankası tarafından "temel fiyat endeksi" olarak kabul ediliyor.
Gıda ve enerji fiyatları bütün ülkelerde zaman içinde çok oynaklık gösteriyorlar. Bir yıl kuraklığın olmasıyla artan gıda fiyatları ortalama enflasyonun mutlaka artma eğiliminde olduğunu göstermiyor. Aynı şekilde, tarım kesimindeki bolluk nedeniyle düşen gıda fiyatları da mutlaka ortalama enflasyonun düşme eğilimi içine girdiği anlamına gelmiyor. Bu fiyatlar bazı dönemlerde ortalamanın üzerinde, bazı dönemlerde ortalamanın altında artış gösterebilirler. Para otoriteleri açısından, önemli olan uzun dönemde ortalama enflasyonun yüzde 2 civarında seyredip kalıcı fiyat istikrarının yakalanması ve sürdürülmesidir.
RAHATSIZLIKLAR
Dünyadaki merkez bankalarının bakış açısı budur. Bu bakış açısı yanlış değildir. Ama, bazı dönemlerde bu bakış açısı birkaç açıdan toplumda fiyat istikrarı kavramının ve dolayısıyla para otoritelerinin başarılarının sorgulanmasına neden olmaktadır.
Temel enflasyon yüzde 2 civarında gerçekleştiği halde, ortalama enflasyonun birkaç yıl üst üste yüzde 3-4 civarında gerçekleşmesi ekonomik birimleri doğal olarak rahatsız etmektedir. Toplum kesimleri arasında tüketim eğilimlerinin radikal farklılıklar gösterdiği ortamlar da benzer rahatsızlar yaşanabilmektedir. Devam edeceğim.