KAMUDA çalışan işçilere enflasyon farkı verilecek.
Sosyal açıdan bu uygulamanın hiçbir olumsuz tarafı yok. Çalışanların ücretlerinin enflasyon karşısında eritilmemesi kadar doğal bir uygulama olamaz.
Sosyal açıdan doğru olan her şey iktisadi açıdan doğru olduğu anlamına gelmiyor. Fiyat istikrarını hedeflemiş toplumlarda enflasyonun kendi kendini besleyen mekanizmalarını kırmaları birinci önceliktir. Örneğin, çeşitli fiyatların geçmiş enflasyona endekslenmeleri enflasyonu indirmenin önündeki en büyük engellerdendir. Enflasyonu indirmede başarılı olmuş tüm ülkeler endekslemeyi ortadan kaldırmak zorunda kalmışlardır. Geriye dönük değil, ileriye dönük enflasyon, endekslemenin parçası olmuştur.
YAYGINLAŞMA
Sosyal açıdan kabul edilebilir olduğu, hatta tercih edilmesi açısından, ücret ayarlamalarının enflasyona endekslenmesi dünyada çok yaygın uygulamalardandır. Çok düşük enflasyon düzeylerinde bu uygulama iktisadi açıdan çok sorun çıkarmasa da, yüksek enflasyon düzeylerinde enflasyonda katılıklara yol açmaktadır.
2000 yılı ile birlikte enflasyonla mücadelenin bir parçası olarak geçmiş enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre fiyat ve ücret ayarlamaları gündeme geldi. O dönemlerde hedeflenen enflasyon konusunda inandırıcı olamayan hükümetler kolay bir çözüm buldular. Günü kurtardılar. Ama, bugünün zorluklarının temellerini attılar. Ücret ayarlamaları hedeflenen enflasyona göre yapılacak, ama gerçekleşen enflasyon hedeflenenden yüksekse ücretler fark kadar ayarlanacak.
Bu sistem bugüne kadar çok kötü çalışmadı. 2001yılından sonra enflasyon düşme eğilimine girdi. Hedeflenen enflasyondan daha yüksek bir gerçekleşme yaşandıysa dahi, geçmiş enflasyondan daha düşük çıkan bir enflasyon yoluyla ücret ayarlamaları geçmiş enflasyona önceden endekslenme riskinden kurtarıldı.
Bu yıl enflasyon hedeflenenden yüksek çıkacak. Çalışanlar doğal olarak sözleşme gereği enflasyon farkı alacaklar. Ama, bu kez, ücret ayarlamaları geçmiş enflasyondan daha yüksek olacak. Yani, ücretler nominal olarak geçmiş enflasyondan daha fazla artmaya başlayacak. Enflasyonun yükselmesi konusunda bir baskı unsuru olabilecekler.
Konu, sözleşme yapan çalışan kesimle sınırlı da kalmayabilir. Devletle toplu sözleşme yapamayan kamu çalışanları aynı işverenin kendilerine de aynı uygulamayı yapmasını talep edebileceklerdir. Bu aşamada hem Hazine’den sorumlu Bakan hem de Maliye Bakanı bu konuda doğru bir tavır sergilemişlerdir. Ama, siyasi baskılarla devletin ileride nasıl bir tavır alacağı henüz belli değildir.
KAZANIMLARDAN KAYIP
Özellikle, bir seçim atmosferine girilmesi durumunda, bu konuda IMF’nin de baskıları fazla anlam ifade etmeyebilecektir. Daha da tehlikelisi, bu çeşit bir uygulama özel sektörde de yaygınlaşabilir. Tüm ekonomide ücret ayarlamaları yeniden geçmiş enflasyona açık ya da zımni bir biçimde endekslenme yoluna girebilir. Enflasyonun kontrolü ve aşağı çekilmesi açısından, tehlikeli bir eğilim başlamış olur.
Türkiye ekonomisinin son yıllardaki kazanımları içinde en önemlilerinden biri geriye dönük endeksleme alışkanlığının kırılma noktasına gelmiş olmasıydı. Şimdi önümüzdeki risk bu noktadan geriye düşmektir. Geriye düşüldüğünde, Türkiye ekonomisi açısından iktisadi kayıpların yanında önemli bir zaman kaybı da söz konusu olmuş olacaktır.