Paylaş
Büyümenin büyük bir kısmı tarım ve sanayi üretimlerinden değil, başta inşaat olmak üzere hizmetler sektöründeki büyümeden kaynaklanmıştı.
Yılın ilk üç ayında, tarım sektörü yüzde 0.6 ve sanayi sektörü yüzde 4.5 artmıştı. Buna karşılık, inşaat sektörünün büyümesi reel olarak yüzde 25’i geçmişti. Geçmişten farklı olarak, 2005 yılının tümünde ve 2006 yılının ilk çeyreğinde, ekonomik büyüme sanayi ağırlıklı değil, hizmetler sektörü ağırlıklı gerçekleşmişti.
BÜYÜME VE İTHALAT
Yeni yayınlanan aylık sanayi üretimi endeksine göre, sanayi üretimi artışı yeniden hızlandı. Bu yılın haziran ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11.4 artarken, imalat sanayi üretimindeki büyüme yüzde 11.3 oldu.
Üç aylık bazda bakıldığında, sanayi üretimindeki büyüme çok daha çarpıcı bir biçimde görülüyor. Aylık sanayi üretimi endekslerine göre, bu yılın ilk üç ayında (ocak-şubat mart) sanayi üretimi ortalama yüzde 3.4 ve imalat sanayi üretimi yüzde 2.8 artmışken, yılın ikinci üç ayında (nisan-mayıs-haziran) hem toplam sanayi sektörü hem de imalat sanayi üretimi büyümeleri bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 9.4 oldu. Kısacası, sanayi sektöründe üretim açısından gaza basmış gidiyoruz denebilir.
Yılın ikinci üç ayına yönelik olarak henüz tarım ve hizmetler sektörleri üretimleri hakkında bir bilgimiz yok. Ama, inşaat sektörünün mayıs ve haziran aylarındaki kur ve faiz artışlarına tepki olarak yavaşladığını düşünsek de, toplam ekonomik büyümenin yılın ilk üç ayına göre ikinci üç ayda daha yüksek olduğunu tahmin edebiliriz.
Sanayi üretimindeki hızlanma doğal olarak ithalat artışını da beraberinde getiriyor. Grafikten de görüldüğü gibi, petrol ithalatı hariç toplam ara malları ithalatı imalat sektörü üretimi ile çok yakın bir paralellik gösteriyor. Geçen yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 civarında artan petrol hariç ara malları ithalatı, bu yılın ilk yarısında yüzde 15 civarında arttı.
Yatırım malları ithalatındaki artışta ise çok belirgin bir durulma söz konusudur. Bu veriler ithalat büyümesinde geçen yıla göre belli bir yavaşlama olduğunu göstermektedir. Ama, ithalat büyümesindeki yavaşlama henüz dış ticaret açığındaki büyümeyi durduracak boyutlarda olmamıştır.
İÇ TALEP İDARESİ
Basmış gaza giderken, iç talep büyümesinin ekonomik dengeleri tehdit edecek boyutlara geldiğini göz ardı etmek makro ekonomik sorunların çözümünü olanaksız hale getirmektedir. Enflasyon hedeflemesinin uygulandığı ilk yılda bu gelişmeleri yeterince değerlendirememiş olmamız para politikasının itibarı açısından talihsizlik olmuştur.
Yılın ikinci yarısında üretim artışında belli bir yavaşlama beklesek de, bu gidişle 2006 yılı da yüksek bir ekonomik büyümenin (yüzde 5’in üzerinde) gerçekleşeceği bir yıl olacak gibi görünüyor.
En azından orta vadede (12-18 aylık dönem) enflasyon hedefiyle tutarlı politikalar iç talep artışını dizginleyici önlemleri içermek zorundadır. Bu politikaları yalnızca "kısa vadeli faiz oranları" ile oynamak olarak görmek yapılabilecek bir başka yanlış olacaktır.
Paylaş