ELEKTRİK fiyatlaması Türkiye’de daima büyük bir sorun olmuştur.
Sorun olmaya da devam etmektedir. Elektrik piyasasında fiyat mekanizmasının çalıştırılması sağlanamadığı sürece bu sorunla uzun süre daha yaşarız.
Türkiye’de elektrik fiyatlaması çok şeye muktedirdir. Enflasyonu kontrol etmek isteyen hükümetler ilk önce elektrik fiyatlarına zam yapmayarak başarılı olacaklarını düşünürler. Sanayicinin derdini dinleyen siyasetçiler elektriğin ucuza sağlanmasıyla sanayinin sorunlarının büyük bir bölümünü çözeceklerini sanırlar. Ucuz elektriğin siyasi puan getireceği düşünülür. Kısacası, elektrik fiyatlaması makro sonuçları olan ve Türkiye’nin en önemli mikro sorunlarından biridir.
UCUZ PAHALIDIR
Şimdi yine böyle bir dönemden geçiyoruz. İşbaşındaki hükümet göreve geldiğinden bu yana elektrik fiyatı konusunda hassas davranıyor. Türkiye’nin önemli ekonomik sorunlarından birinin "pahalı elektrik" olduğunu düşünülüyor ki, elektrik fiyatları neredeyse sabitlendi. Fiyat mekanizması ile oynanınca, sonuçları çoğu zaman tatsız oluyor.
Petrolün fiyatı 20 dolardan 70 dolara geldi. Enerji üretimi pahalılaştı. Ekonomide genel fiyat düzeyi yükseldi. Ama, elektrik fiyatları bunların hiçbirine ayak uyduramadı. Çünkü, elektrik fiyatlarını devlet tespit ediyor. Devlet karşılığını bulamadığı bir sübvansiyon verme peşinde koşuyor. Arzı kısıtlıyor. Kendi finansman açıklarını büyütüyor.
Şimdi, özel sektörün işlettiği elektrik santrallerinin tek tek kapandıklarını duymaya başladık. Çünkü, elektrik üretim maliyeti yükselip elektrik fiyatları sabit kalınca, elektrik üretmek ekonomik olmaktan çıkıyor. Zararına üretim yapmaktansa, üretmemek daha ekonomik olmaya başlıyor. Tehlike de burada zaten.
Bu haliyle, sorun, özel sektörün sonuymuş gibi görünse de, bir süre sonra sorunun toplumsal bir sorun olduğunun farkına varacağız. Çünkü, yeterli elektrik üretilemediğinden, elektrik kesintilerini daha sık yaşamaya başlayacağız. Diğer üretim tesisleri yeterli ve devamlı elektrik alamadığından üretimlerini durdurmak durumunda kalacaklar. Bugün elektrik fiyatları değişmesin diye lobi yapan sanayicilerimiz, yarın, elektrik bulamadıkları için şikayet etmeye başlayacaklar.
Ekonomide en pahalı mal, bulunamayan maldır. Elektriği görünürde ucuz yapıp bulunamaması sorunları çözmez, aksine, daha da ağırlaştırır.
EZBERLENEN FİLM
Sorunun bir başka yönü elektrik fiyatlarına eninde sonunda yapılacak zammın ortalama enflasyon üzerine kısa dönemde yapacağı tahribattır. Elektriğin üretimde ve yaşamda önemli girdilerden biri olması dolayısıyla, elektrik fiyatının ortalama fiyat istatistiklerine doğrudan ve dolaylı etkisi vardır. Elektrik fiyatlarında ayarlama geciktirildikçe, ileride elektriğe daha yüksek toplu zamlar yapmak zorunda kalınacaktır.
Her ay elektriğe yüzde 1 zam yapmak yerine iki yıl geciktirip topluca yüzde 25 zam yapmak arasında çok büyük fark vardır. Bir ayda fiyat istatistikleri zıplayacak, enflasyon artıyor görüntüsü verilecek ve enflasyonist beklentiler yeniden alt-üst olacaktır. Yakın geçmişimizde bu filmi çok gördük.
Fiyat mekanizmasını çarpıtmak mutlaka mağdur yaratır. Elektrik fiyatını ucuz tutmaya yönelik stratejinin de yaratacağı mağdur tüm toplum olacaktır.