YILLARDIR yüksek enflasyon yaşamış bir ülkede zaman ve fiyat değişimleri ilişkisi doğal olarak birbirinden kopmaktadır.
Aynı malı üç ay sonra yüzde 40 daha pahalı almak yıların verdiği alışkanlıklarla normal sayılabilmektedir.
Enflasyon çok daha makul düzeylere geldiğinde, ekonomik birimler doğal olarak alışmakta zorlanmaktadır. Zorlanma, genellikle fiyat artışlarına karşı duyarsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Fiyat artışları anormal görülmemektedir.
Bütçemiz içinde ağırlık tutan malların fiyatlarına karşı çok daha duyarlı oluyoruz, ama çok sık almadığımız ve bütçemiz içinde çok yer kapsamayan mallardaki fiyat artışlarına çok daha az duyarlı oluyoruz. Bu çeşit mallarda satıcıların fiyat ayarlamaları çok daha kolay olmaktadır.
GÖRGÜSÜZLÜK
YAPIN
Fiyat artışlarının önüne geçmenin yolu elbette makro ekonomik politikalardır. Ama, geçiş dönemlerinde, tüketici davranışları da önemli olmaktadır. İlk gördüğünüz fiyattan malı almaya kalktığınızda, "fiyat illüzyonu" yoluyla satıcıların sizi kandırmaları çok daha kolay olmaktadır. Çünkü, eski alışkanlıklarla, ya o malın fiyatı hakkında fazla bir bilginiz yoktur ya da fiyat artışını normal karşılama eğilimindesiniz.
Bunun en iyi örneklerinden biri lokantacılık sektöründe yaşanmaktadır. Türkiye’de çok az lokantada fiyatları da içeren yemek listesi verilir. Genellikle yemeklerin ne olduğu söylenir. Müşteriler hangi yemeğin ne fiyattan satıldığını sormadan beğendiklerini ısmarlarlar. Yediğiniz yemeğin kaça çıktığını hesabı istediğinizde öğrenirsiniz.
Hesabın ayrıntılarına dikkatle bakmak neredeyse ayıp sayılır. Hesap pusulası ikiye katlanıp arkasına toplam meblağ yazılır. Müşteri de ikiye katlanmış hesap pusulasına bakmadan hesabı öder. Aksi takdirde, görgüsüz damgası yiyecektir.
Ekonomik ilişkilerde görgüsüzlük diye bir kavram yoktur. Alıcı, alacağı mal hakkında tüm ayrıntıları öğrenmek hakkına sahiptir. Satıcı da, sattığı mal hakkında tüm ayrıntıları müşterileriyle paylaşmak zorundadır. Beğenmediğiniz malı almazsınız. Pahalı bulduğunuz yemeği ısmarlamazsınız. Bunun görgüsüzlükle hiçbir alakası yoktur.
FİYAT
DUYARLILIĞI
Tüketici piyasa araştırması yapmak zorundadır. Neyin, nerede daha ucuza satıldığını öğrenmek tüketiciye başlangıçta maliyetli de gelse, daha sonra piyasa araştırmasıyla yüklenilen maliyet geri alınacaktır. Fiyatların daha az arttığı ortamlarda bu araştırma hem daha kolay hem de daha az masraflı olmaktadır.
Lokantada balığın fiyatını sormadan ısmarlamayın. Ana yemek öncesi gelen meze türü yemeklerin fiyatlarını sormadan masanıza koydurmayın. Yemek fiyatları düşündüğünüzden fazlaysa, oturduğunuz gibi, kalkın gidin o lokantadan. Masaya otururken fiyatları da içeren yemek listesini isteyin. Böyle bir liste yok derlerse, o lokantada yemek yemeyin. Mali durumunuz ne denli iyi olursa olsun, her türlü fiyata duyarlı olun. Aksi taktirde, kandırılmaktan kurtulamazsınız.
Satıcıları ancak tüketiciler terbiye edebilir. Yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçişte tüketici davranışları önemli bir rol oynamaktadır. Bu rol iyi oynanmadığında, belli sektörlerde fiyat katılıkları da çok olağan hale gelmektedir. Düşük enflasyona geçiş daha uzun sürmektedir.