HERKES faizlerin yüksekliğinden söz ediyor. Hiç kimse enflasyonun yüksekliğinden söz etmiyor. Burada bir yanlışlık var.
Faizlerin yüksekliği standart şikayet konularından biri oldu. Döviz kurlarının düzeyini beğenmeyen, faizler yüksek diyor. Daha düşük enflasyona alışamayan ekonomik birimler de faizlerden şikayet ediyor.
Tüketiciler de faizlerden şikayet ediyor. Ama, mevduat yapmaya gelince, tasarrufçular faizleri düşük buluyorlar. YTL faizlerini yüksek bulan Türkiye’deki ekonomik birimler mevduat bankalarındaki döviz mevduatlarını 2005 yılı sonundan bu yılın kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 30 milyar dolar artırdılar. Madem YTL faizleri yüksek de, bu birimler neden YTL mevduatı yapmayıp paralarını dövize dönüp döviz mevduatı yapıyorlar?
TETİKTEYİZ
Faizlerin yüksek olup olmadığı başa giyilen şapkaya göre değişiyor. Kredi almak isteyenlerce YTL faizleri yüksek görülüyor. Mevduat yapmak isteyenlere göre, YTL faizleri düşük kalıyor. Sesini daha çok çıkarabilenler haklıymış gibi görünüyor.
Faizlerden şikayetçi kesim doğrudan ya da dolaylı Merkez Bankası’nın kısa vadeli, faizleri düşürmesi için baskı yapıyor. Kendilerinin haklı olduklarını ispat etmek için de "dünyada en yüksek faiz bizde" diyerek ortaya rakamlar atıyorlar. Ama, aynı anda dünyadaki en yüksek enflasyonun da bizde olduğunu belirtmeyi nedense unutuyorlar.
Mutlaka rakam vermek gerekirse, para politikası faizi Türkiye’de yüzde 15.75, yıllık enflasyon yüzde 8.4 (yıllık ortalama yüzde 8.9) civarında. İzlanda’da para politikası faizleri yüzde 14.25, yıllık enflasyon yüzde 8 (yıllık ortalama yüzde 5.2). Brezilya’da para politikası faizi yüzde 11.25, enflasyon ise yüzde 4.2. Güney Afrika’da faiz yüzde 11, enflasyon yüzde 7.9. Görülüyor ki, bizde faiz diğerlerine göre yüksek, ama enflasyon da yüksek.
Aslında bu karşılaştırma da gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Ülkelere has gelişmeleri de hesaba katmak gerekiyor. Örneğin, bizim dışımızdaki bütün bu ülkeler çok yakın tarihlerinde yıllık bazda yüzde 2-3 enflasyonu gördüler. Biz daha enflasyonda bu düzeyleri hiç göremedik. Bize enflasyon 7-9 arasında sıkıştı, kaldı.
Enflasyonun yüzde 4’e ineceğine inanmıyoruz. Aksine, eğer bu düzeylere düşen enflasyon yalan değilse, nasılsa yine çıkar diye bekliyoruz. Döviz kurlarının bu düzeylerde kalıcı olabileceği olasılığını sıfır görüyoruz. Ekonomide ne zaman kriz çıkar diye gözlerimizi dört açmış bekliyoruz. Yani, daha biz olumsuz beklentileri kırabilmiş değiliz. Ekonomik birimlerin zaten kısa vadeli olan YTL mevduatı yapmak yerine döviz toplaması da bu nedenle. Tetikte bekliyoruz.
NASIL DÜŞER?
Böyle bir ekonomide faizler nasıl düşer? Baskılarla düşse dahi, ulaşılmaya çalışılan hedefler değil, ancak bu beklentiler gerçekleşir.
Gelişmeler ışığında, Türkiye’de nominal faizler de, reel faizler de aslında o denli yüksek değildir. Çünkü, enflasyon beklentileri yüksektir. Anketlerden elde edilen enflasyon beklentileri rakamlarına fazla itibar etmek doğru değildir. Ekonomik birimlerin aldıkları kararların içerdiği enflasyon beklentileri önemlidir. Bu da çıplak gözle görülebilecek bir büyüklük değildir.
Bayram dolayısıyla yazılarıma bir süre ara veriyorum. Herkese iyi bayramlar.