Enflasyonla mücadele herkesin sorunu

KASIM ayı itibariyle enflasyon yüzde 8’in çok az altında gerçekleşti. Aralık ayı enflasyonu çok büyük bir sürpriz yapmazsa (ki böyle bir olasılık görünmüyor), yıl sonu enflasyonu hedefler doğrultusunda gerçekleşecek.

Gelecek yıl sonu için hedeflenen enflasyon yüzde 5. Son dört yılda enflasyonun yüzde 90’lardan yüzde 7’lere inmesine bakarak, enflasyonun yüzde 7’lerden yüzde 5’lere inmesinin çocuk oyuncağı olacağı sanılmasın. Bugün gelinen nokta küçümsenemeyecek bir başarıdır. Ama, enflasyonla mücadelede en zor sınav şimdi başlamaktadır.

ŞARTLAR

Enflasyonla mücadelede bundan sonraki aşamada başarı için bazı önemli ön şartlar vardır:

1. Uygulanan ekonomi politikalarına güven sarsılmamalıdır
. Yani, ekonomik birimlerin kafalarını karıştıracak uygulama ve demeçlerden kaçınılmalıdır. Kısa dönemli siyasi kazanımlar düşünülerek yalpalama izlenimi verilmemelidir. Açıklanan program kararlılıkla uygulanmalıdır.

2. Gündemdeki yapısal reformların kararlılıkla uygulamaya konması şarttır. Kamu finansmanının sağlamlığının kalıcı olacağına yönelik izlenim yaratılamadığı sürece enflasyonu yüzde 5’lere indirmeyi bırakın, kalıcı olarak tek haneli rakamlarda tutmak çok zor olacaktır.

3. Eskiden olduğu gibi, farklı nedenlerle dolaylı vergilerin ve devletin tekel konumunun maliye politikalarının ana unsuruymuş gibi kullanılmalarından vazgeçilmelidir. Yapısal reformların bir bölümü bu çeşit uygulamaların son bulmasına yöneliktir.

4. Merkez Bankası’nın uygulayacağı para politikası üzerine baskı kurulmamalıdır. Gerektiğinde, enflasyon hedefi diğer tüm hedeflerin önüne konmalıdır.

İç şartların yanında, enflasyonla mücadelede dış konjonktürün de önemi küçümsenemez. Örneğin, petrol ve birçok önemli hammadde fiyatlarındaki istikrar ülke içindeki fiyat istikrarına da katkıda bulunacaktır.

Döviz kurlarındaki istikrar enflasyonla mücadelede başarı için en önemli etkenlerden biridir. Bu açıdan, ekonomik birimlerin bekleyişlerindeki olumlu havanın devam etmesi ve gelişmekte olan piyasalara giden fonlarda radikal bir daralmanın yaşanmaması Merkez Bankası’nın işini kolaylaştıracaktır.

İTİBAR

2006 yılında Merkez Bankası enflasyon hedeflemesine geçmektedir
. Yani, para politikasının şekillenmesi ve uygulanması hedeflenen enflasyonu tutturmaya odaklanacaktır. Diğer tüm hedefler enflasyon hedefinin yanında ikincil hedefler olacaktır. Gelecek yıllarda kesintisiz olarak enflasyon hedefinin tutturulması Merkez Bankası’nın itibarını artırabileceği gibi, hedeften kabul edilemeyecek boyutlarda sapma itibarı zedeleyecektir.

Merkez Bankası’nın kamuoyu önünde itibarının zedelenmesi yalnızca para politikasını değil, tüm ekonomi politikalarını zora sokacaktır. Yani, enflasyon hedefini 2000’li yıllardan önce olduğu gibi ‘göstermelik’ kabul etmek herkesin aleyhine olacaktır.

Bu aşamada, yapılacak en büyük hata enflasyonla mücadelenin yalnızca Merkez Bankası’nın bir meselesi olduğunu düşünmek olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları