Enflasyona selam faiz indirimlerine devam

KÜRESEL düzeyde merkez bankaları "kırılacaksa da benim elimde kırılmasın" yaklaşımıyla perspektiflerini kaybetmiş bir tavır sergiliyorlar. Fiyat istikrarı şu sıralarda merkez bankalarının amaç fonksiyonlarının en üst sıralarında değil.

Tüm merkez bankaları enflasyon riskinden söz ediyor. Ama, enflasyondaki gelişmeler arka planda kalıp para politikasını gevşetmeye devam ediyorlar. Gerçekleşen enflasyon rakamları da, grafiklerden de görüldüğü gibi, enflasyon olgusunun ileriye dönük bir risk değil, aslında enflasyonun gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor.

ENFLASYON

/images/100/0x0/55ea71adf018fbb8f880552aMerkez bankalarının
takındığı tutumun arkasında tüm dünyada son altı yıldır alışılmış göreli yüksek ekonomik büyümenin yavaşlama eğilimine girmiş olmasının yarattığı rahatsızlık var. Küresel bazda ekonomik büyümeden kısa bir dönem için dahi olsa fedakarlık yapılmak istenmiyor.

Artan petrol ve diğer emtia fiyatlarının son altı yıldır ortalama enflasyon ve büyümeye olumsuz yansımamış olması da ekonomi politika yapıcılarını bir anlamda şımarttı. Demek ki, hammadde fiyatları artsa dahi geçmişte olduğu gibi enflasyon artmak zorunda değil, büyüme düşmek zorunda değil gibi bir hava oluştu. Aslında, bu doğru değil. Son yıllara bakıp 1970’leri unutmak için bir neden yok.

Merkez bankalarının hedef şaşırmasının ardında ülkeden ülkeye değişen durumlar da var. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ekonomik büyümeden çok enflasyona bakmayı tercih etmeyi sürdürüyor. Zaten Avrupa’da ekonomik büyüme de o denli canlı değil. Buna rağmen, diğer dış etkenlerle Avrupa’da da enflasyon artış eğiliminde. Onlar faizleri indirmiyorlar, ama çıkartmıyorlar da. Belli bir süre sonra AMB da faiz indirim kervanına katılabilir.

Türkiye’de ekonomik büyüme para politikasının daha önemli hedefi haline gelmiş izlenimi veriyor. İki yıldır enflasyon orta dönemde hedefle uyumludur deniyor, ama gerçekleşen enflasyon hedefin iki kayından fazla oluyor. Orta dönemin ne demek olduğunu galiba bir tek Merkez Bankası biliyor. Dolayısıyla, orta dönemin ne demek olduğu da tarife muhtaç hale geliyor.

Amerika’da ortalama enflasyon alışılmışın üstünde. Ortalama tüketici fiyatlarındaki artış yıllık yüzde 4’ün üzerinde, üretici fiyatlarındaki artış ise yüzde 7.2. Her iki endekste de gıda ve enerji fiyatları dışarıda bırakıldığında enflasyon yüzde 2’nin biraz üzerinde. O halde, enflasyondan kaygılanacak bir durumun olmadığı söyleniyor.

DAVETİYE

1970
’lerde de durum böyleydi. Sonunda, ortalama enflasyonun da artışına seyirci kalındı. Yanlışın faturası daha sonra uygulamaya konan çok yüksek faizlerdi.

Fiyat istikrarını hedefleyen para politikasının hiç değişmeyen ve her yerde geçerli kurallarından biri bugün yapılan yanlışların ileride çok daha yüksek faizleri kaçınılmaz kılacağıdır. Küresel ekonomiler şimdi bu riski taşıyorlar. Bugün enflasyona selam gönderip faizleri indirmeye devam eden yaklaşım yarın çok daha yüksek faizlere davetiye çıkarıyor.
Yazarın Tüm Yazıları