Enflasyon artışına izin vermek

Son dönemde "enflasyon artışına geçici olarak izin verilebilir" yaklaşımı giderek daha fazla merkez bankası tarafından dile getirilmeye başlandı. Bu yaklaşımın arkasında birkaç neden var.

Birincisi, şimdilik ortalama enflasyondaki artışın arkasında enerji ve gıda gibi birkaç mal grubu var. Bu mallardaki fiyat artışlarının duracağı beklentisiyle, enflasyondaki artışın da geçici olduğu düşünülüyor. Geçici olduğu bilinen hareketlere anında tepki göstererek para politikasının "öngörülebilir" olması ilkesinin yaralanması arzu edilmiyor.

İkinci neden, enflasyon artışına tepki vererek zaten yavaşlayan ekonomik büyümeye bir de para politikası yoluyla katkı yapılması istenmiyor. Düzeyi ülkeden ülkeye değişse de, enflasyonun belli bir müsamaha edilebilir sınırın üzerine çıktığında para politikasının devreye girmesi gerektiği düşünülüyor.

ALMAN EKOLÜ

Geçmiş deneyimler bu yaklaşımın çok doğru olmadığını gösteriyor
. Özellikle Amerika gibi ülkelerde, merkez bankalarının fiyat istikrarı ile beraber ekonomik büyümeyi de gözetmesinin arzulandığı ekonomilerde, enflasyona baştan "geçici" olduğu inancıyla müsamaha gösterildiğinde, sonuç çok daha maliyetli olabiliyor. Fiyat istikrarını yeniden yakalayabilmek için ekonomik büyümeden çok daha fazla feragat etmek gerekebiliyor.

Enflasyon kelimesinin e’sinden dahi korkan Alman yaklaşımında ise bu savların hiçbiri geçerli değildir. Geçici ya da kalıcı, enflasyon görüldüğü yerde ezilmelidir. Bu nedenle, Alman ekolünde enflasyonla mücadele merkez bankasına verilip ekonomik büyüme gibi bir başka hedefle meşgul olması önlenmiştir. Şimdi, Alman ekolü üzerine kurulmuş olan Avrupa Merkez Bankası da benzer bir yaklaşımı benimsiyor.

Fiyat istikrarı ile kayda değer bir deneyimi olmamış bizim gibi ülkeler açısından durum çok daha kritiktir. Geçici ya da kalıcı, belli bir dönemde enflasyonun yükselmesi ekonomik birimlerin beklentilerini çok çabuk alt-üst edebilmektedir. Enflasyondaki her yükseliş, teknik olarak "geçici" olarak nitelenebilse de, ekonomik birimler açısından "kalıcı" olarak algılanmaktadır. Çünkü, ekonomik birimlerin enflasyon hafızası çok yeni ve derindir. Dolayısıyla, gerçekten enflasyonla mücadele edilmek isteniyorsa, fiyat istikrarı konusunda karnesi iyi olmayan gelişmekte olan ülkelerde "enflasyon görüldüğü yerde ezilmelidir" yaklaşımını benimsemek çok daha gerçekçidir.

TEHLİKELİ YAKLAŞIM

Geçenlerde, bizim Merkez Bankası da "enflasyona geçici bir süre izin verilebilir" gibi bir yaklaşım sergilediğini kamuoyu ile paylaştı. Bu yaklaşım çok tehlikelidir. Henüz fiyat istikrarını oluşturamamışken, enflasyonu belli bir düzeyin altına indirmekte üç yıldır zorlanılırken, "enflasyonun yükselmesine geçici olarak müsamaha edilebilir" gibi bir yaklaşım beklentiler yoluyla enflasyonun daha da yükselmesine katkı yapmaktan başka bir işlev görmez. Enflasyon geçici de olsa, tahribatı kalıcı olur. 2006 yılı ortasında yaşananların izleri bugün hala gözlenmektedir.

Fiyat istikrarını oluşturmak zordur. Fiyat istikrarını korumak daha da zordur. Daha fiyat istikrarını oluşturmadan kafaları karıştıran yaklaşımlar enflasyonla mücadeleyi zora sokar. Özellikle, ekonomik konularda neredeyse tek "çapa" olarak kalmış enflasyonla mücadele (enflasyon hedeflemesi) daha da yara aldığında, enflasyonu olduğu yerde tutmanın zorlukları bir tarafa, Türkiye ekonomisinin içinden çıkılması sancılı olabilecek zor bir döneme girmesi kolaylaşacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları