SON altı yıldır takip edilen ekonomik gündem belli başarıları getirdi. Şimdi, elde edilen kazanımları kalıcı hale getirip ekonomik istikrarı pekiştirmek gerekiyor. Alınan yol küçümsenemez. Ama, alınması gereken yolun çok daha çetin olacağından da kimsenin şüphesi olmasın.
Gündemdeki reformların çoğunun uygulamaya konup kendilerinden beklenen sonuçların alınması zaman alacaktır. Sabır gerekmektedir. Birçok reformun olumsuz etkileri hemen görülecek, ama rahatlatma etkilerinin görülmesi hemen olmayacaktır. Bu aşamada, "reform yorgunu" düşmememiz gerekmektedir.
IMF İLE DEVAM  Gerek yurt içindeki ekonomik birimler gerekse yurt dışı piyasalar reformların planlanıp uygulamaya konulması aşamalarında ikna edilmeye ihtiyaç duyacaklardır. Çok fazla düşmeyecek olan cari işlemler açığının finansmanı için yurt dışı yatırımcıların Türkiye ekonomisine güven duymaları sağlanacaktır. Bütün bunlar için sağlam bir "çapa" gerekmektedir.
Avrupa Birliği (AB) çapası iki yıl öncesine göre zayıfladı. Zayıflaması felaket anlamına gelmiyor. Aslında, AB çapasından iktisadi anlamda bu aşamada sağlanacak faydalar sağlandı ve sağlanmaya devam ediyor. Çok büyük bir yanlış yapılmadığı taktirde, bu faydaların devam etmemesi için hiçbir neden bulunmuyor.
2008 yılında IMF ile yapılan standby düzenlemesi bitiyor. Yani, gerek iç gerek dış ekonomik birimleri rahatlatan "IMF çapası" son bulmuş olacak. Türkiye, siyasi prim yapma uğruna "IMF’den kurtulduk" sloganları atacağına, önümüzdeki üç-beş yıl süresince "IMF çapası" ile yaşamaya devam etmelidir. Bu takdirde, gündemdeki reformları uygulamaya koymak hem kolaylaşacak hem de daha az maliyetli olacaktır. Aynı zamanda, dış finansman kaynaklarının olabildiğince kesintisiz devamı mümkün olacaktır.
Daha açık bir ifadeyle, yılda 40 milyar dolardan fazla çeşitli yollarla dış finansman sağlamak durumunda olan bir ülkenin yanlış yapma lüksü kalmamıştır. Çapasız yola devam edecek olursak, yol kazalarına uğrama olasılığını çok artırmış oluruz. Ne olduğu belli olmayacak siyasi kazanımlar için böyle risk almaya değmez. Kaldı ki, seçimlerden sonra iş başına gelecek bir hükümet için daha işin başında bu yönde bir karar almak çok daha kolay olacaktır.
BÃœYÃœME VE REFAHIN DAÄžILIMI
IMF ile yeni bir üç yıllık program yapmak mutlaka IMF’den kaynak kullanmak, yani borç almak anlamına gelmez. IMF belli bir meblağı belli aralıklarla serbest bırakıp Türkiye’nin kullanımına sunar. Ama, Türkiye serbest kalan IMF kaynağını mutlaka kullanmak zorunda değildir. Zaten, Türkiye’nin böyle bir kaynağa ihtiyacı olmayacağından, kullanmamalıdır da. Önemli olan para değil, ekonomik birimlerin reformların sürdürüleceğine olan inancıdır. Para, zaten uluslararası piyasada makul fiyatlarla bolca var.
Sloganlardan kurtulup gerçekçi olmak zorundayız. Önümüzde önemli bir fırsat var. Önünde beş yıllık bir ufku olan bir hükümet ve olumlu piyasa şartlarıyla ekonomiyi rekabetçi kılacak reformlara sarılmış ekonomik istikrarı gözeten bir Türkiye’nin hızla büyüyerek refahı daha geniş kitlelere yayabilme şansı her zamankinden daha fazladır.