Ekonominin taze döviz ihtiyacı

ULUSLARARASI piyasalarda ortalık karışınca, herkes "zayıf halka" arıyor. Bulmakta da çok zorlanmıyorlar.

Yetkilikler ne derse desin, Türkiye’nin yüksek cari işlemler açığı kağıt üzerinde Türkiye’yi "zayıf halka" yapan en önemli gösterge.

"Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerdeki karışıklıklardan olumsuz etkilenir mi?" sorusuna cevap aranırken, Türkiye, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ın rakamları ortaya dökülüyor. Bu, Türkiye ekonomisi açısından çok kötü bir reklam. Bilen, bilmeyen, kendine göre bu çeşit analizlerden olumsuz bir izlenim ediniyorlar.

Kısa dönemde cari işlemler açığımızı daha makul düzeylere indirecek bir gücümüz yok. Bu açıdan, köşede bekleyip yumrukların bizim tarafa gelmemesi için beklemekten başka bir seçeneğimiz de yok. Yumruklar bizim tarafa geldiğinde ise, ekonomik büyümeden feragat etmek zorunda kalacağız. Enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmak çok zor olacak. O taktirde, daha düşük bir cari işlemler açığı vereceğiz, ama dengelerimiz alt-üst olmuş olacak.

Bu yılın ocak ayı itibariyle, son bir yıllık cari işlemler açığı 38.9 dokuz milyar dolar oldu. Bu dönemde, mal ticareti dengesindeki (fob bazında) açık 48.9 milyar dolarken, hizmetler ve diğer cari işlemler dengesinde 10 milyar dolar kadar fazla gerçekleşti.

Daha uzun dönemde baktığımızda, grafikten de görüldüğü gibi, cari işlemler açığındaki yıllar itibariyle büyümenin ana nedeninin mal ticareti dengesindeki giderek büyüyen açıklar (sol eksen) olduğunu görüyoruz. Hizmetler ve diğer cari işlemler dengesindeki fazla (sağ eksen), daha çok turizm gelirlerindeki gerçekleşmelere göre, yılda 8-10 milyar dolar arasında oynuyor. Mal ticareti dengesindeki açık (fob bazında) ise 2002 yılında yıllık 7.3 milyar dolarken, şimdi 50 milyar dolara yaklaştı./images/100/0x0/55ea32dcf018fbb8f870e870

Cari işlemler açığındaki büyüme tahminlerin ötesinde gerçekleşiyor. Örneğin, geçen yılki programda ekonomik büyümenin yüzde 5 olacağı varsayımıyla, cari işlemler açığının 36.4 milyar dolar olacağı tahmin ediliyordu. Ekonomik büyüme geçen yıl tahminler doğrultusunda gerçekleştiği halde, cari işlemler açığının tahminlerin 2 milyar dolar kadar daha fazla gerçekleşmesinin nedeni aynı büyüme için giderek daha fazla mal ticaretinde açık verme zorunluluğundan kaynaklanıyor.

BÜYÜME ENGELİ

Bu gelişmelere bakarak "cari işlemler açığı Türkiye ekonomisinin yapısal sorunudur" yaklaşımıyla konuyu "kaygı duymaya gerek yok" gibi ele alamayız. Evet, cari işlemler açığı ekonominin yapısal sorunudur. Ama, bu yapısal sorun ekonomik büyüme üzerinde çok önemli bir kısıt oluşturmaktadır.

Geçen yılın tümünde Türkiye ekonomisine giren yabancı kaynak net bazda 50 milyar dolar oldu. Bu miktarın 30 milyar doları cari açığın finansmanına giderken 12 milyar dolar kadar döviz rezervlerimiz arttı. Ekonomiye net bazda giren toplam yabancı kaynakların yüzde 40’ı doğrudan yabancı sermaye olurken, geri kalan kısmı bankalar ve özel şirketlerin borçlanmalarıydı.

Bu kanallardaki tıkanmalar Türkiye ekonomisinin büyümesi (mal ticareti dengesinde yüksek açıklar vermesi) üzerinde çok önemli bir kısıt yaratmaktadır. Bu kısıdı dikkate almadan oluşturulabilecek büyümeci ekonomi politikaları ekonomik büyümeyi sürdürülemez yapmaktan başka bir işe yaramaz. Kısacası, biz arzumuzla yapmazsak, dış dünya bize yaptırır. Bu açıdan 2008 yılı ilginç bir yıl olacak gibi.
Yazarın Tüm Yazıları