TÜRKİYE çeşitli ekonomik verilerin yayınlanması konusunda küçümsenmeyecek bir mesafe aldı.
Yayınlanan veriler konular itibariyle hem yaygınlaştı hem de derinleşti. Her şeyden önce, veri yayını giderek daha fazla kurumsallaştı. Ama, daha işin sonuna gelindi denemez. Öğrenecek çok şeyimiz var.
Kamuoyu ise bu süreçte çok fazla bilgilendirilemedi. Ekonomik verilerin bir kısmının örnekleme yoluyla üretildiği, bir kısmının ise çeşitli kurum ve kuruluşlardan toplanan verilerin toplulaştırılmasıyla elde edildiği yeterince kamuoyuna anlatılamadı. Yayınlanan verilerin içeriği, neyi gösterip neyi göstermediği anlatılamadı. Kısacası, ekonomik verilerin toplanmasından oluşturulmasına kadar olan süreç yeterince şeffaflaşamadı.
Bir başka açıdan, kamuoyu da bu konularla fazla ilgili değil. Veri üreten kurumlara karşı geleneksel bir güvensizliğimiz var. Genel izlenimlerin paralelinde çıkmayan bir veriye "yalandır" ya da "aldatmacadır" damgası vurup rahatlama alışkanlığımız var. Böyle bir ortamda veri yayınlayan kuruluşların sorumlulukları daha da artmaktadır. Kamuoyunu bilgilendirme yükümlülükleri artmaktadır.
DOĞRU VE ÇABUK
Piyasa ekonomisinin temelinde "bilgi" yatar. Piyasaların denge arayışı içinde "bilgi" dengenin yönlendiricisidir. Dolayısıyla, piyasaları ilgilendiren bilgilerin zamanında ve tüm birimlerin aynı anda ulaşabileceği şekilde yayınlanması zorunludur. Aksi taktirde, bir grubun diğer bir gruba göre daha fazla bilgiye sahip olması rekabet şartlarını sakatlar. Piyasanın dengesi çarpıtılır. Bu yolla, birini her zaman aldatabilirsiniz. Bazen herkesi aldatabilirsiniz. Ama, her zaman herkesi aldatamazsınız.
Bazı ekonomik veriler tahmindir. Örneğin, milli gelir istatistikleri bir tahmindir. Tahmin yapılırken çeşitli bilgiler kullanılır. Kullanılan bilgilerin zaman içinde hatalı olduğu ya da yeni bilgilerin gelmesi durumlarda, tahminin değiştirilmesi kaçınılmaz olur.
Veri yayınlayan kuruluşlar bu konuda doğal olarak önemli bir ikilem içindedirler. Belli bir verinin en az hatayla yayınlanması için uzun süre beklemek de bir çözümdür. Bir diğer çözüm ise, belli bir döneme ait veriyi mümkün olan en çabuk bir biçimde mümkün olan en az hatayla yayınlamaktır. Bu ikilem içinde, veri yayınlayan kuruluşların amacı hatayı asgariye indirip veri yayınını çabuklaştırmak olmalıdır.
Bütün bunlar söylemesi kolay olup yapması hem zor hem de maliyetli uygulamalardır. Üretilen verinin kalitesi veri toplamaya yönelik uğraşlarda kaynak sorunu ile yakından ilgilidir. Ekonomik verilerin önemine inanıyorsak, bu alana yatırım yapmaktan çekinmemeliyiz. Son yirmi beş yıldır ekonomik verilerin yayınlanması konusunda önemli bir mesafe aldık, ama bu alana yapılan yatırımlar aynı paralellikte gitmedi.
BİLGİYE YATIRIM
Veri yayıncılığında kalite artırılmalıdır. Kalitenin artması, yayınlanan verilerin kısa aralıklarla ve ivedi olması yanında, ileride yapılması zorunlu olabilecek revizyon risklerini de asgaride tutmaktır. Bunun için başta insan olmak üzere araç-gereç ve araştırma yatırımları kaçınılmazdır. Yatırımlar bilginin yönlendirdiği dengelerin doğru oluşmaları için gereklidir.
Piyasa ekonomisini dinamitlemenin en kolay yollarından biri yayınlanan verilere güvensizlik aşılamaktır. Kendi tahminlerimizle uyuşmayan bir verinin "yanlış" ya da "aldatmaca" olabileceğini düşünmeden önce tahminimizde kullandığımız modelin hatasının nerede olabileceğini araştırmak çok daha faydalı olacaktır. Aksi taktirde, yayınlanan ekonomik verilere güven azaldığında, üzerinde tahmin yapılabilecek bir büyüklük de ortadan kalkmaktadır.