EKONOMİK istikrar aslında teknik anlamda göreli bir kavram değildir. Ama, ‘ekonomik istikrar’ teriminin, günlük kullanımda, ekonominin içinde bulunduğu duruma göre görelilik arz ettiği de bir gerçektir.
Örneğin, Türkiye’de enflasyon yüzde 60’lardayken, finans piyasalarında çalkantı olmadığı sürece ekonomik istikrarın hüküm sürdüğü söylenirdi. Ama, aynı dönemde döviz kurları yüzde 40-80 arasında değişiyordu. Ekonomi bir yıl yüzde 9 büyürken bir diğer yıl yüzde 6 küçülebiliyordu. Finans piyasaları çalkantı yaşamayınca, bu istikrardı.
Bu durum elbette ekonomik istikrar olarak tanımlanamazdı. Ama, istikrarsızlığın içinde finans piyasalarının çalkalanmıyor olması ekonomik birimlere istikrar varmış gibi geliyordu. Döviz kurları yüzde 50 artıyordu, ama üç aşağı beş yukarı böyle olacağı tahmin edilebiliyordu. Kötünün iyisi bize istikrarmış gibi geliyordu.
Çok sonra, ekonomik istikrarın fiyat istikrarı olmadan olmayacağını anladık. Belki de, anlamadık, ama anlamış gibi görünüyoruz. Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın olmazsa olmaz bir parçasıdır, ama tek başına yeterli değildir.
İSTİKRAR ÇAPASI
Ekonomik istikrar, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarıyla finans piyasalarında oluşan fiyatlardaki topyekun istikrar olarak tanımlanabilir. Teknik anlamda, ekonomik istikrar, ileriye dönük olarak alınan riskler (iş riski hariç) için piyasada oluşan risk priminin ihmal edilebilecek kadar küçük olması durumudur.
Gerçek hayatta, bu tanım çok dar kapsamlıdır. Dolayısıyla, bu tanıma ekonomiler belli bir dönemde uyabilirler, ama uzun dönemde bu tanıma uyan ekonomi bulmak zordur. Uzun dönemde, ekonomik istikrarı tehdit eden unsurların başında dönemsel döngüler (business cycles) gelir.
Ekonomi politikalarının bir amacı da dönemsel döngüleri asgariye indirip ekonomik istikrarı uzun dönemli kılmaktır. ‘Fiyat istikrarı içinde sürdürülebilir büyüme’ kavramı bu olgunun bir parçasıdır. Uluslararası deneyimler bu amaca yaklaşmanın yolunun para politikasının ‘çapa’ olarak kullanılması olduğu yönünde işaretler vermektedir. Yani, para politikası maliye politikalarına bağlı değil, maliye politikaları, ekonomik istikrarı hedefleyen para politikalarıyla uyumlu olacak şekilde oluşturulmalıdır.
BAŞARI
Dar kapsamlı tanım altında, Türkiye ekonomisinde ve gelişmekte olan piyasalarda ekonomik istikrardan söz etmek henüz mümkün değildir. Aksine, bu tanıma uyan ekonomik istikrarsızlık durumu bir takım ekonomileri gelişmekte olan piyasalar sınıfına sokmaktadır. Yani, gelişmekte olan piyasalar, yabancı yatırımcıların ilgi duyduğu istikrarsız piyasalar olarak tanımlanabilir. Bu piyasalarda risk primi oldukça yüksektir.
Türkiye’de fiyat istikrarı tesis edilmiş dahi olsa, döviz kurları ve faizler daha uzun süre oynak olmaya devam edecektir. Çünkü, bu değişkenler büyük ölçüde yabancı sermaye akımları ile belirlenecektir. Kısa dönemdeki hedefimiz döviz kurları ve faizlerdeki oynaklıkların fiyat istikrarını tehdit etmeyecek boyutlarda idaresi olmalıdır.
Güneydoğu Asya ekonomileri mali piyasalardaki oynaklıkların fiyat istikrarını tehdit etmeyecek boyutlarda idare etmesini bilmişlerdir. Yalnızca, 1997 Krizi döneminde yol kazasına uğramışlardır. Latin Amerika ülkeleri ise dönemsel olarak fiyat istikrarını da elden kaçırmaktadırlar.
Fiyat istikrarı tesis edildikten sonra Türkiye ekonomisinde işler kolaylaşmayacak, aksine zorlaşacaktır. Başarı, ekonomik istikrara yaklaşmakla ölçülecektir.