Ekonomide denge arayışları

İKTİSADİ tahminler yapabilmeye yönelik önemli katkılar yapmış olan Nobel Ödülü sahibi Lawrence Klein’ın şaka yollu söylediği bir saptama vardır: "İktisadi tahminlerde ya zaman ve ya da büyüklük ver, ama ikisini birden değil."

Tahminler her zaman belli bir yanılma içerir. Dolayısıyla, "yıl sonunda enflasyon yüzde 5 tahmin edilmektedir" gibi bir cümle çok büyük olasılıkla yanlış çıkacaktır. Halbuki, "enflasyon ileride yüzde 5 olabilir" gibi bir cümlenin bir zamanda doğru çıkması olasılığı çok daha fazladır. Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi de biraz böyle oldu.

Enflasyon hedeflemesinin daha ilk yılında çuvalladık. Yıl sonu için yüzde 5 enflasyon hedeflenirken, şimdi, yıl sonunda enflasyonun tek haneli rakamlarda çıkması başarı olacakmış gibi görünüyor. Para politikasının uygulanmasında yol gösterici durumundaki enflasyon hedefi, "kurlar biraz artsın da Türk parasının reel değerlenmesi azalsın ya da dursun" anlayışına feda edildi. Şimdi yepyeni bir denge arayışı içindeyiz.

ARZ YÖNLÜ ŞOK

Yeni denge nerede ve nasıl oluşacak?
Bu sorunun yanıtı herkes için çok büyük bir bilinmeyen durumunda. Geçmişten gelen ekonomik veriler bu konuda doğru dürüst ipucu verebilme durumunda değiller. Örneğin, tüketici fiyatları enflasyonu beklentilerin altında geldi, ama üretici fiyatlarındaki bir aylık artış yüzde 4’ün üzerindeydi. Üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçiş nasıl ve hangi zaman diliminde olacak? Kısacası, makul bir hata marjı içinde ekonomik beklenti oluşturmak zorlaştı. Sonuçta, ekonomik birimler daha tutucu olmak durumunda kaldılar.

Bu aşamada, sektör bazında gelen haberler ekonomik beklentileri oluşturmada daha etkin olabilirler. Döviz kurlarının fırlayıp faizlerin artmasıyla önce konut sektöründe bir durgunluğun yaşanmaya başladığı haberi geldi. Ardından, otomotiv sektöründe iç talebin azalmakta olduğu anlaşıldı. Gelen haberlerle, ekonomik büyüme dönemindeki "yıldız sektörler" son ekonomik olaylardan en fazla etkilenmiş görünüyorlar.

Yaratılan belirsizlik ortamının olumsuz sonuçları yalnızca konut ve otomotiv sektörleriyle kısıtlı kalamaz. Az ya da çok, diğer sektörler de ekonomik belirsizliğin yarattığı olumsuzluklardan nasiplerini alacaklardır. Çünkü, gelişmelerin ve yaşanan belirsizliğin en önemli özelliği ekonomide "arz yönlü bir şok" yaratmış olmalarıdır. Arz yönlü şoklar ekonomik faaliyetlerin azalmasının yanında fiyat artışlarını da körükleyen şoklardandır. Bu risk vardı. Riski gerçekleştirmeyi başardık!

LİDER ROLÜ

Merkez Bankası enflasyonu yüzde 5 olarak hedeflemeye devam edecek gibi görünmektedir. Ama, yüzde 5 enflasyonun ne zaman gerçekleşeceği belirsizdir. Klein’ın şakası gerçek olmuştur. Yüzde 5 enflasyon, hedeften çok gerçekleşme zamanı verilmeyen bir tahmin niteliğine bürünmüştür. Hedef bu yıl mı, gelecek yıl mı, yoksa bir sonraki yıl mı tutturulacaktır? Hedefi tutturabilmek için ne yapılacaktır?

Ekonomik dengelerin arzulanan yönde oluşabilmesi yurt dışındaki yatırımcıların portföy tercihlerine mi bırakılmıştır? Şu anda takınılan tutum ekonomik gelişmelerin yurt dışındaki yatırımcıların kararlarına bırakılmış olduğu izlenimi veriyor.

Bir başka deyişle, ekonomi politikalarında pasif bir konum alınmış havası var. Halbuki, bu gibi durumlarda piyasalara bekleyişler yoluyla yön verecek bir lidere ihtiyaç vardır. Bu rolü 2002 yılından bu yana Merkez Bankası çok iyi oynamıştı. Yol kazasını hafif atlatabilmek için Merkez Bankası yeniden bu role soyunmak zorundadır. Aksi taktirde, "gelişmeleri izliyoruz" tutumunun belirsizlikleri artırmasıyla oluşacak tahribat beklentilerin üzerinde olabilecektir.
Yazarın Tüm Yazıları