ORTADA temel bir sorun var. Elektrik satış fiyatı elektrik üretimi ve dağıtımına yönelik maliyetleri karşılayamıyor. Duruma göre, ya üretim şirketi zarar ediyor ya da dağıtım şirketi.
Temel sorun çözülmediği sürece "Ali’nin külahı Veli’ye, Veli’nin ki de Ali’ye" olmuyor. Ama, hükümet inatla bu formülü deniyor.
ELEKTRİK OYUNU
Elektrik üretim şirketinin zararları artınca maaşları ödeyecek hali kalmıyor. Başka kamu kurumlarına borçlarını ödemeyerek dönmeye çalışıyor. Durumu düzeltmek için ürerim şirketinin elektrik dağıtım şirketine sattığı elektriğin fiyatı artırılıyor. Ama, elektrik tüketicisinin ödediği fiyat artmıyor. Bu kez, elektrik dağıtım şirketi zarar etmeye başlıyor. Dağıtım şirketi maaşları ödemekte zorlanmaya başlıyor.
Elektrik dağıtım şirketinin durumunu düzeltmek için elektrik üretim şirketi sattığı elektriğin fiyatını düşürüyor. Durumun düzeleceği sanılıyor. Olmuyor. Elektrik üretim şirketi yine okkanın altına gidiyor. Terazinin bir kefesine basılıyor, diğer kefesi havaya kalkıyor.
Üretimden dağıtıma giderken uygulanan fiyat değişmeleri için Enerji Üst Kurulu’ndan izin alınıyor. Üst Kurul da talep edilen izni veriyor. Fiyat artarken verilen iznin hangi ilkeler ve mantık doğrultusunda verildiğini bilmiyoruz. Fiyat düşerken de ne düşünüldüğünü bilmiyoruz. Ama, fiyatı bir artırıp bir düşürürken şartların değiştiğini iddia etmek de zor gibi görünüyor. "Ali’nin külahı Veli’ye" oyununa galiba Enerji Üst Kurulu da alet ediliyor.
DİĞER OYUNLAR
Temmuz ayı mali tatil oldu diye temmuz ayına yönelik bütçe gerçekleşmeleri kamu oyu ile paylaşılmadı. Bu ay, bütçe verilerinin ağustos ayı ile beraber yayınlanacağı duyuruldu. Aslında, bütçe dengesinin korkutucu boyutlarda bozulmasının kamuoyu tarafından zamanında bilinmesi geciktiriliyor. Bu iyi bir oyun değil.
Bütçe dengesinin bozulmasıyla kaçınılmaz olarak ek önlemler alınma ihtiyacı duyuldu. Bu alanda en kolay yol bütçe ödeneklerini dondurmaktır. Öyle yapılacağı duyuruldu. Yatırım harcamaları durdurulacak. Bazı cari harcama ödenekleri dondurulacak.
Aslında hiçbir şey olmayacak. Yatırımlar devam edecek, devam ediyorlar zaten. Devlet müteahhitlere takacak. Yani, yatırımların maliyeti nakit olarak devletin cebinden çıkmayacak. İç borç istatistiklerinde müteahhitlere borçlar gösterilmediğinden, borçlar da artmamış görünecek. Ama, müteahhitler dayanabildikleri kadar yatırımlara devam edecek.
Cari harcama ödenekleri kısılarak devletin kağıt, kalem, benzin gibi alımlarına sınır getirilmiş olacak. Uygulanabilirliği olmayan bir tasarruf önlemi söz konusu.
Görüntü kurtarılacak. Ama, devletin gevşeyen maliye politikalarının makro ekonomik etkileri aynen devam edecek. Bütçe açıkları kontrol altındaymış gibi görünecek. Bu şekilde ekim ayında 2008 yılı bütçesini gözden geçirecek olan IMF’yi de ikna edeceğimizi düşünüyoruz. Yanılıyoruz. IMF de artık bu oyunları öğrendi.
Bütün bu küçük oyunlar geçmişte çok denendi. Hiçbiri sonuç vermedi. Ekonomik birimlerin aptal oldukları varsayımı ile, bu oyunların çalışacağı düşünülür. Hükümetler bu şekilde zaman kazandıkları hissine kapılır. Gerçekte ise, zamanı geldiğinde, ekonomik birimlerin tepkisi, olabileceğinden çok daha sert olur.
Nazik bir dönemden geçiyoruz. Bu çeşit oyunlarla yerli ve yabancı yatırımcı kitlesini kandırabilmemiz mümkün değil. Daha akılcı bir yaklaşım ekonomik gidişat konusunda daha şeffaf bir tutum alıp ciddi ekonomik önlemleri uygulamaya sokmaktır. 2008 yılı bütçesini gerçekçi önlemlerde düzeltmenin yolu aranmalıdır. Aksi taktirde, ekonomik birimlerin tepkisi beklenmedik biçimde ters olabilir.