ÖZEL okullarda eğitimin yaygınlaşmasına yönelik bir dizi teşvik önlemlerinin uygulamaya konması tasarlanıyor. Anlaşıldığı kadarıyla, tasarı Meclis’e sevk edilmek üzere. Her zaman olduğu gibi, teşvik denince akıllara "para dağıtmak" geliyor. Halbuki, en kötü teşvik para dağıtmaktır. Sistemi daha da yozlaştırır.
Devlet bir sistem kurmaktadır. Kurulan sistemin engelleyici unsurları vardır. Engelleyici unsurlar ortadan kaldırılacağına, parasal teşviklerle engellemelerin olumsuz tarafları giderilmeye çalışılmaktadır. İki yanlıştan bir doğru çıkacağı umulmaktadır.
MÜDAHALECİ YAKLAŞIM
Hazırlanan tasarıya göre:
Devlet, özel okullarda okuyan öğrencilerin velilerinin okul ücretlerine yönelik aldığı kredinin faizinin yarısını ödemeyi planlamaktadır. Bu konudaki yorumlarımı daha önce yazmıştım. Doğru bir sistem kurulursa, yararlı bir uygulama olacaktır.
Devlet, özel okullara okuttukları öğrenci başına, toplam okul ücretinin yarısını geçmemek üzere, 1000 YTL para verecektir. Böyle teşvik olmaz. Öğrencinin mali yardıma ihtiyacı varsa, bunu en iyi okulun kendisi bilir. Gerekirse, okul elini cebine atar.
Özel okulların kullandığı su ve elektrik devlet okullarına uygulanan fiyattan (piyasa fiyatının altında) verilecektir. Böyle de teşvik olmaz.
Devlet, özel okullardan servis alabilecektir. Devletin özel okullara öğrenci yerleştirmesi özel okulların iç işlerine karışma girişiminin bir parçası olabilir.
Devlet, devlet okullarda çalışan öğretmenlerin özel okullarda da çalışmasına izin verebilecektir. Bu, devletin bileceği bir iştir. Ama, devlet okullarını yıpratabilir.
Bütün bunlar özel okullar yoluyla eğitimin teşvik edilmesine yönelik kulağa çok hoş gelen önlemlerdir. Özel okul sahipleri tasarı uygulamaya konduğunda, özellikle parasal teşvikler nedeniyle, herhalde zil takıp oynayacaklardır. Ama, bu önlemlerin çoğu yanlıştır. Bu yolla, devlet bir süre sonra özel okulları sahiplenme aşamasına gelebilecektir.
Özel okulların mali yapısının bu denli içine giren devlet yarın özel okulların talep edeceği okul ücretlerinin düzeyine de karışmak durumunda kalacaktır. Devlet böyle yapmakta haklı da olacaktır. Çünkü, suyu ve elektriği ucuza veren devlet okul ücretleri konusunda da bir şeyler söylemek zorunda kalacaktır. Devlet zaten bu konuda epey yol almıştır.
Devlet, hiçbir hukuki temeli olmaksızın bugün dahi okul ücretlerine yıllık bazda yapılan ayarlamalara karışmaktadır. Özel okul ücretleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın baskısıyla enflasyona endekslenmiştir. Bu teşvik önlemleriyle, devlet okul ücretlerine daha da fazla karışma yetkisi almaktadır.
VERİMSİZLİK TOHUMLARI
Eğitim bütün dünyada giderek pahalılaşan bir yatırım koludur. Okul ücretleri üzerine devlet tarafından konan baskı eğitimin giderek kalitesinin düşmesine neden olacaktır. Verilen teşviklerin artan eğitim maliyetini karşılaması mümkün değildir. Sonuçta, kaliteye önem veren özel okullardaki eğitimin kalitesi giderek düşecek, okullarımızı asgari müştereklerde buluşturmuş olacağız.
Verilen her parasal teşvik yalanı, yalan beyanı, yolsuzluğu, kötü kullanımı ve verimsizliği beraberinde getirir. Bu çeşit parasal teşviklerle özel okullar olmamaları gereken yere, verimsizliğe itilmektedir.